MAHKEMESİ: ARGUVAN(KAPATILAN) ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 11/05/2011NUMARASI: 2011/54-2011/60Yanlar arasında görülen mülkiyetin tespiti davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi 'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, kadastro tespitine itiraz isteğiyle Kadastro Mahkemesine açılmış, mahkemece davaya konu taşınmazın Karakaya barajı gölü suları suları altında kaldığı ve kadastronun amacının kalmaması nedeniyle ifrazen kadastro harici bırakılmasına, mülkiyet davasının, mülkiyetin tespiti davasına dönüşeceğinden davaya bakma görevinin genel mahkemeye ait olacağından bahisle görevsizlik kararı verilmiş, Kadastro Mahkemecesince verilen görevsizlik kararı 22.09.2010 tarihinde kesinleşmiş olup, davacılar vekili tarafından 07.10.2010 tarihinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmiştir. Bilindiği üzere; görevsizlik kararı veren mahkeme bu kararında davada dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine karar vermekle yetinir. Dava dosyasını kendiliğinden (resen) görevli mahkemeye gönderemez. Dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi ve davaya görevli mahkemede devam edebilmesi için görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 10 gün içinde davacının görevli mahkemeye başvurarak tebligat yaptırması gerekir.(1086 sayılı HUMK.nun 193 maddesi ) Nitekim sonradan yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK'nun 20 maddesinde de aynı doğrultuda hükümler getirilmiştir. 10 günlük süre hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece resen gözetilir. Somut olayda, görevsizlik kararı kesinleştiği halde 10 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra davacılar vekili tarafından 07.10.2010 tarihinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi için müracaat edilmiştir. Hal böyle olunca; HMK'nun 448. maddesinin yargılaması devam eden davalarda uygulanması gerekeceği gözetilerek, 1086 Sayılı HUMK.nun 193.maddesi ve 6100 sayılı HMK'nun 20. maddesi dikkate alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davalıların bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 28.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.