MAHKEMESİ : SAMSUN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 01/06/2007NUMARASI : 2006/492-2007/252Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, miras bırakanları adına kayıtlı 2804 parseldeki 8 nolu bağımsız bölümü davalının yıllardır kullandığını, bedel ödenemediğini, davalının kullanımına muvafakat etmediklerini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talebinde bulunmuşlardır.Davalı, taşınmazın eşi olan olan murisle ortak ikametgahları olduğunu ihtiyacı nedeniyle daireyi kullandığını belirtip, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalının müdahalesi sabit görülerek, elatmanın önlenmesi talebinin kabulüne, ecrimisil isteğinin reddine karar verilmiştir. Karar, davalı ve davacılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 2804 parselin tarafların ve dava dışı kişilerin miras bırakanları adına kayıtlı olduğu ve anılan yerde davalının intikalen gelen payının bulunduğu ve taşınmazı da bizatihi davalının kullandığı anlaşılmaktadır.Miras bırakan A.14.3.2001 tarihinde ölmüş ve eşi olan davalı L. taşınmazı kullanmaya devam etmiştir.Aradan geçen uzunca bir süre gerek davacı ve gerekse dava dışı ortakların davalının taşınmazı kullanmasına ses çıkartmadıkları gözetildiğinde, davalının kullanımın kendisine yapılan ihtarın tebliğ tarihi olan 01.11.2006 gününe kadar muvafakata dayalı olduğunun kabulü gerekir.O halde, bu ihtarnamenin tebliğ tarihine kadar olan süre için fuzuli şağil olduğunu kabule olanak yoktur.Başka bir ifadeyle, bu süre için davalının ecrimisilden sorumlu tutulamayacağı, ihtarnamenin tebliğ tarihinden dava tarihine kadar olan süreç için belirlecek ecrimisilden sorumlu olacağı tartışmasızdır.Oysa mahkemece, anılan bu olgular gözardı edilmek suretiyle davalının tümden ecrimisilden sorumlu tutulmamış olması doğru olmadığı gibi, herne kadar davacı yönünden intifadan men olgusunun gerçekleştiği belirlenmek ve bu olgu mahkemece benimsenmek suretiyle elatmanın önlenmesine karar verilmiş olması kural olarak doğru ise de, davacının payı oranında davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, dava dışı paydaşların payınıda kapsar şekilde davanın kabulü isabetsizdir.O halde, tarafların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.5.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.