Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 6162 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 5425 - Esas Yıl 2009
MAHKEMESİ : KIRIKKALE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 25/12/2008NUMARASI : 2008/297-2008/365Taraflar arasında görülen davada;Davacı, paydaşı bulunduğu 5 parsel sayılı taşınmazdaki 36 ve 37 nolu işyerlerinin kendisine ait olduğunu, davalının taşınmazdaki işyerlerini kendi yeri ile birleştirmek suretiyle işgal ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi, eski hale getirme ve ecrimisil isteklerinde bulunmuştur.Davalı, dava konusu taşınmazda kat irtifakı veya kat mülkiyeti kurulmadığını, dava konusu işyerlerinin davacı ile bir ilgisinin bulunmadığını belirtip, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece; "davacının payı oranında davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği" gerekçeleri ile bozulmuş, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, taraf vekillerince süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, eski hale getirme ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişmeli 5 parsel sayılı taşınmazda yanlar ile dava dışı kişilerin paydaş oldukları anlaşılmaktadır.Eksiğin tamamlatılması yoluyla getirtilen çap kaydında davalının dava konusu taşınmazdaki payını sattığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; dava açıldıktan sonrada sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği,hak sahibi veya malik olmanında doğal bir sonucudur.Usul Hukukumuzda da ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş HUMK.nun l86.maddesinde dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usulü işlemler düzenlenmiştir.Söz konusu madde hükmüne göre iki taraftan biri dava konusunu (müddeabihi) bir başkasına temlik ettiği takdirde diğer taraf seçim hakkını kullanmakta dilerse temlik eden ile olan davasını takipten vazgeçerek davayı devralan kişiye yöneltmekte, dilerse davasına temlik eden kişi hakkında tazminat davası olarak devam edebilmektedir. Kendiliğinden (resen) gözetilmesi zorunlu bulunan bu usul kuralına göre,mahkemece diğer yana seçimlik hakkı hatırlatılarak davaya hangi kişi hakkında devam edeceği sorulmalı,sonucuna göre işlem yapılmalıdır. Hal böyle olunca; yukarıdaki ilkeler doğrultusunda usuli eksikliğin tamamlanması ve giderilmesi, ondan sonra sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Tarafların, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.5.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.