Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6161 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 5275 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ : DENİZLİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,TARİHİ : 15/01/2009NUMARASI : 2007/206-2009/6Taraflar arasında görülen davada;Davacı kayden maliki olduğu 4 parsel sayılı taşınmazına komşu parsel maliki davalının ruhsatsız ve imar mevzuatına aykırı olarak yaptığı binanın ve havuzun zarar verdiğini, rutubet, kötü kokuya sebep olduğunu ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve yıkım talebinde bulunmuştur.Davalı, davacı taşınmazına müdahalesinin olmadığını belirtip, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalının davacı taşınmazına herhangi bir müdahalesinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 4 parsel sayılı taşınmazın davacı, komşu 5 parsel sayılı taşınmazın ise davalı adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.Davacı, komşu parsel maliki davalının ruhsatsız imar mevzuatına aykırı olarak yaptığı binanın ve havuzun kendisine zarar verdiğini, rutubete neden olup, kötü koku yaydığını ileri sürerek eldeki davay?? açmıştır.Bilindiği üzere;çağdaş hukuk sistemlerindeki tanımıyla mülkiyet: geniş haklar, buna bağlı yetkiler ile birlikte bazı ödevlerin oluşturduğu bir hukuksal kurumdur. Başka bir söyleyişle mülkiyet, tanıdığı geniş hak ve yetkilerin yanında bazı ödevlerde yükleyen bir ayni haktır. Medeni Kanunun 683. maddesinde "Bir şeye malik olan kimse hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir." hükmü getirilmek suretiyle mülkiyet hakkının kanunla kısıtlanabileceğine işaret olunmuştur. Bu doğrultuda olmak üzere, taşınmaz malikini komşusuna zarar verebilecek her türlü taşkınlıklardan kaçınmakla yükümlü kılan aynı kanunun 737. maddesi, komşuluk ilişkilerinden doğan zorunlu çıkar çatışmalarını düzenlemiş, bir arada yaşamak durumunda olan, komşu taşınmaz maliklerinin ekonomik, sosyal çıkarlarını dengede tutabilmek için onlara katlanma ve kaçınma ödevleri yüklemiştir. O halde, bir toplumda birlikte yaşama olanağı sağlayan insancıl, gerçekçi, zorunlu temel hukuk kuralına göre, hakim; somut olayın özelliğini, taşınmazların konumlarını, kullanma amaçlarını, niteliklerini, yöresel örf ve adetleri, toplumun doğal ihtiyaç ve gerçeklerini gözönünde bulundurarak, komşuların birbirlerine göstermekle yükümlü oldukları olağan katlanma ve hoşgörü sınırını aşan bir taşkınlığın bulunup bulunmadığını saptama, zararı giderici önlemlerden en uygununu bulma, kaçınılmaz müdahaleleri yapmak suretiyle özverileri denkleştirme durumundadır. Bunun içinde zararın niteliği, kapsamı ve ne surette giderileceği yönünde tarafların tüm delilleri toplandıktan, gerektiğinde yerinde keşif yapıldıktan sonra uzman bilirkişilerden bilim ve tekniğe uygun gerekçeli rapor alınması zorunludur. Somut olaya gelince mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda bir araştırma ve soruşturmanın yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.Hal böyle olunca, içlerinde biri çevre mühendisi olmak üzere en az üç kişiden oluşan uzman bilirkişiler aracılığı ile yerinde uygulama yapılması, davada ileri sürülen davalının yapılanmasından dolayı bir zararın oluşup oluşmadığının saptanması komşuluk hukukuna aykırılığın özellikle rahatsız edici bir durumun varlığının belirlenmesi komşuluk hukukuna aykırılğın saptanması halinde bu aykırılığın hangi önlem yada önlemlerle giderilebileceğinin belirlenmesi, böylece tüm delillerin toplanıp soruşturmanın eksiksiz tamamlanması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davacının temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötür HUMK. 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.5.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.