Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 6131 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 4589 - Esas Yıl 2009
MAHKEMESİ: ANAMUR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 30/12/2008NUMARASI: 2008/105-2008/725Taraflar arasında görülen davada;Davacı, ortak miras bırakanın 182 ada 7 parsel sayılı taşınmazını satış suretiyle davalı kızlarına temlik ettiğini, ancak yapılan işlemin kendisinden mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürüp, tapu iptali ve miras payı oranında tescil isteğinde bulunmuştur. Davalılar, temlikin gerçek satış olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın reddine dair önceden verilen kararın, Dairece; "miras bırakanın ölümü kadastro tespitinden sonraki tarihte olduğuna göre somut olayda 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesi hükmünün uygulama yeri bulunmadığı gibi murisin pay temliki kadastro tespitinden sonra olup, davanın reddine dair kararın hukuki gerekçesinin yasal olduğu söylenemez. Yine muris tarafından davalılara yapılmış bir temlik bulunmadığı yollu kabulde de isabet yoktur. Hal böyle olunca, iddia ve savunma doğrultusunda taraf delillerinin toplanması, hükme elverişli olacak nitelikte araştırma ve inceleme yapılması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir..." gerekçesiyle bozulması üzerine bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; tarafların ortak miras bırakanı Ş..'nin, davalı kızlarına yapmış olduğu pay temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. Ancak, yargılama sırasında keşfen belirlenen ve davacının miras payına isabet eden dava değeri üzerinden harcın tamamlanmadığı gözetilerek, dava dilekçesinde gösterilen dava değeri itibariyle davalılar lehine vekalet ücreti takdir ve tayini gerekirken, keşfen saptanan değerin tamamı üzerinden fahiş miktarda avukatlık parasına hükmedilmiş olması doğru değildir. Davacının, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.05.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.