ESAS NO : 2014/3080 KARAR NO : 2014/6118 MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 04/04/2013NUMARASI : 2011/144-2013/102Taraflar arasında görülen menfi tespit, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Asıl davada davacı, T. H. A. Camiinin imam hatiplik görevini yürüttüğünü ve ve caminin avlusunda yeralan cami derneği tarafından din görevlileri için yaptırılan lojmanda oturduğunu, ancak hiçbir hakkı olmayan davalının bu yer için 17.03.2010 tarihli yazısı ile ecrimisil talebinde bulunduğunu, öte yandan, cami ve müezzin yararına vakfedilen arsayı da davalının kat karşılığı verip tahmini 40 daire yaptırdığını, bu dairelerden birinin çalıştığı camiye tahsis edilmesi yönünde valilik tarafından yazı yazıldığı halde bu talebin yerinde görülmediğini ileri sürerek, davalıya ecrimisil ödemek zorunda olmadığının ve borçlu olmadığının tespitine, ayrıca vakfedilen arsa üzerine yaptırılan binadan bir dairenin verilmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiş, davalı idare vekili ise davanın reddini savunmuş, birleşen davası ile de; davacı idareye ait 442 ada 1 nolu parsele davalının ikamet etmek suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek, 01.05.2007 - 30.04.2012 tarihleri arası için şimdilik 7.752.-TL ecrimisilin işgalin başlangıcından itibaren kademeli faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, ecrimisile konu çekişmeye konu ahşap ev vasıflı 442 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 08.06.1951 tarihinde tesis kadastrosuna istinaden Ç. İ. B. A. B. V. adına kayıtlı olduğu, davacının daire verilmesini talep ettiği kat mülkiyeti kurulu 403 ada 62 parselde kayıtlı iki bloktan oluşan apartmandaki A Blok 2, 4, 5 8 ve 10 nolu daire ile B Blok 3 nolu dairenin ''E. M. Ç. B. M. E. A. B.in bina ve ihya eylediği mektebi münifin de muallimi sübyan olan ashabı hayrattan ve haceganı divanı ümayundan İ. E. ve Ü. T. H. Mahallesinin imam ve müezzizinemeşruta vakfı'' adına kayıtlı olduğu görülmektedir. Mahkemece, Vakıf adına kayıtlı çekişmeye konu taşınmaza davacı-birleşen davanın davalısının haksız yere elattığı, bu nedenle ecrimisil talep edilebileceği, öte yandan daire tahsisine yönelik talepte davacının dava açma sıfatının bulunmadığı gerekçesi ile asıl dosyada menfi tespit davasının reddine, daire tahsisine ilişkin talebin sıfat yokluğundan reddine, birleşen davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki; asıl davada, daire tahsisine yönelik açılan davanın sıfat yokluğundan reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacı-birleşen davada davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Davacı-birleşen davada davalı vekilinin öteki temyiz itirazları ile davalı-birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Hemen belirtmek gerekir ki; ecrimisil, diğer bir deyişle işgal tazminatı, kayıt malikinin kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir bedeldir.Öte yandan, taşınmazla kayden ilgisi bulunmayan bir merci tarafından yapılan tahsisin mülkiyet hakkı sahibini bağlamayacağı da açıktır. Yine bilindiği üzere; camiler, Müslümanların ibadetine mahsus umuma açık mabetlerdir. Bu nitelikleri gereği de kamu mallarındandır. Bilindiği üzere 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16. maddesi kamunun ortak kullanımına ayrılan, cami, namazgah ve benzeri yerlerin Hazine, kamu, kurum ve kuruluşları, il, belediye, köy veya mahalli idare birlikleri tüzel kişilikleri adına tesbit olunacağı hükmünü içermektedir. Bunun yanında Medeni Kanunun 641. maddesinde de, menfaati umuma ait malların kural olarak devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğuna değinilmiş, bunların işletilme ve kullanılmasının özel hükümlerle düzenleneceği belirtilmiştir. Bu cümleden olarak; 633 sayılı Diyanet işleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanunun 35. maddesinin değiştirilmesine dair 4379 sayılı Yasa ile değişik söz konusu maddede cami ve mescitlerin Diyanet işleri Başkanlığının izni ile açılıp Başkanlıkça yönetileceği, gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapıldığı halde izinli veya izinsiz olarak ibadete açılmış bulunan cami ve mescitlerin yönetiminin üç ay içerisinde Diyanet işleri Başkanlığına devredileceği hükmü getirilmiştir. Öte yandan; 2908 sayılı Dernekler Kanununun 64. maddesine göre, dernekler, ikametgahları ile amaç ve faaliyetleri için gerekli olanlardan başka taşınmaz mala sahip olamazlar. Bu edinme yasağının, sadece satın alma, yahut bağış kabul etme anlamında değil, derneğin elinde olanın da tasfiyesini kapsamına aldığı açıktır. 2908 sayılı Yasanın 64/2. maddesi bu tasfiyenin ne suretle yapılacağını da hükme bağlamıştır. Bütün bu düzenlemeler karşısında, kamunun yararlanmasına mahsus, kamu mallarından olan cami ve müştemilatlarının, kamu tüzel kişileri dışında, özel ve tüzel kişilerin (vakıf, demek vs.) mülkiyetine konu olamayacağı gibi, bu yerlerin yönetim ve tasarrufunun da özel ve tüzel kişilere bırakılmayacağı kesin sonucuna varılmaktadır.Ayrıca, din hizmetlerinin bir bütün olarak topluma sunulması amacıyla, cami ile birlikte oluşturulan imam evi, kuran kursu ve bu yerleri yaşatma amacının ekonomik desteğini sağlayan, aynı külliye içerisindeki iş yerlerinin yek diğerinden ayrılma olanağı bulunmadığı, buraların da özel ve tüzel kişilerin edinme ve yönetme yasağı kapsamında olacağı kuşkusuzdur. Somut olaya gelince; ecrimisile konu 442 ada 1 parsel yönünden hükme yeterli araştırma ve inceleme yapılmış, özellikle davacı birleşen dosyadan davalı İ.. Y..'ın savunması üzerinde durulmuş değildir. Şöyle ki, çekişmeye konu 442 ada 1 nolu parsel üzerinde yeralan binada davalı İ.. Y..'ın; imam olması ve cami derneği tarafından cami lojmanı olarak yapılması ve Ü. M. tarafından lojman olarak tahsis edilmesi sebebi ile oturduğunu ileri sürdüğü ve evrak arasına alınan aynı yerle ilgili olarak Vakıflar İdaresinin Üsküdar 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1992/192 Esas, 1994/360 Karar sayılı dosyasından ecrimisil istekli açtığı davanın yargılaması sırasında Üsküdar İlçe Müftülü'nün evrak arasına alınan 14.09.1993 tarihli yazısında '' Mülkiyeti vakıflara ait, intifa hakkı Diyanet İşleri Başkanlığına ait olan İlçemiz T. M., İ. M. S. 442 ada 1 parsel sayılı yerde ikamet etmekte olan Cami müezzin-kayyımı Y. B.'in sözkonusu lojmana 01.06.1991 tarihinde taşınmış olup, 21.08.1993 tarihinde ise boşaltırmıştır'' şeklinde cevap verdiği görüldüğü halde, çekişme konusu yerin davacı-birleşen dosyadan davalı İbrahim'e ikamet etmek üzere müftülük tarafından gösterilip gösterilmediği veya tahsis edilip edilmediği, tahsis edilmiş ise hangi kurum tarafından neye dayalı olark tahsis yapıldığının araştırılmadığı görülmektedir. O halde, davacı- birleşen dosyadan davalı İ.. Y..'ın savunması üzerinde durularak yukarıda belirtilen ilkeler ve olgular doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, toplanacak delillerin toplanan delillerle birlikte değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.Taraf vekillerinin belirtilen nedenlerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.