Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 6040 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 4865 - Esas Yıl 2010
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 19/11/2009NUMARASI: 2007/191-2009/300Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden maliki olduğu 2506 parsel sayılı taşınmazına komşu 2507 sayılı parsel maliki olan davalının taşkın bina yapmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürüp, elatmanın önlenmesi ve yıkım, yıkım talebi kabul görömezse tazminat isteklerinde bulunmuştur.Davalı, binasının plan ve projesine uygun olarak yapıldığını, ruhsatının bulunduğunu,bina inşa edilirken dava konusu taşınmaza herhangi bir taşkınlığının söz konusu olmadığını, bilahare kadastral kaymaların meydana geldiğini belirterek davanın reddini savunmuş, aksi halde temliken tescile karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, davalı binasının davacıya ait çaplı taşınmaza taşkın olduğu ve davalı yararına temliken tescil koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı tarafından tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü."Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım, yıkım olmazsa tazminat isteklerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 2506 parsel sayılı taşınmazın kayden davacıya ait olduğu, komşu 2507 sayılı parselin ise davalı adına kayıtlı bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı,kayden maliki olduğu 2506 parsel sayılı taşınmaza davalının taşkın inşaat yapmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek eldeki davaya açmıştır. Bilindiği üzere; çaplı taşınmaza elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle çap kaydının yada kayıtlarının getirtilerek tarafların tüm delilleri toplanılnıalı, dosya keşfe hazır hale geldikten sonra yapı lacak uygulamada çekişmeli yer ile yanların ellerinde bulunan kısımların sınırları tarafların ortak beyanlarına göre açıklığa kavuşturulmalı, gerektiğinde bu yön taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile kuşkuya yer bırakmayacak biçimde saptanmalıdır. Daha sonra belirlenen bu durum gözönünde tutularak hazır bulundurulan kadastra fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilere kadastro sırasında konan nirengi noktalarından, bunlar yoksa hem paftada hem arazide mevcut sabit noktalardan yararlanılarak takometrik aletlerle kadastral yöntemlere uygun biçimde ölçüm yaptırılmalı; bilirkişilerden uygulamayı yansıtan, infazı sağlamaya yeterli ve özellikle davacı tarafın taşınmazına bir tecavüzün bulunup bulunmadığını varsa miktarını açıkca gösteren kroki ve rapor alınmalıdır. Somut olayda; mahkemece yapılan uygulama sonucu alınan bilirkişi raporunun hükme yeterli ve elverişli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Hal böyle olunca, yukarıda değinilen ilkeler gözetilmek suretiyle ve gerekirse birden fazla harita ve kadastro mühendisi sıfatını haiz bilirkişilerle yerinde keşif yapılması, orijinal paftanın uygulanması ve dosyaya davalı tarafından sunulmuş olan 1.5.1987 tarihli röperli ebadlı krokiyi de değerlendirir biçimde uzman bilirkişilerden hükme yeterli ve elverişli rapor ve kroki alınması, toplanan ve toplanacak olan delillerin birlikte değerlendirilmesi ve ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir Davalının temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden türü HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.5.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.