Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6032 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 2515 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ : MUŞ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 31/12/2008NUMARASI : 2008/14-2008/781Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden maliki olduğu 569 parsel sayılı taşınmazına davalı şirket tarafından kum ocağı açılmak suretiyle haksız olarak müdahale edildiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve tazminat isteklerinde bulunmuştur.Davalı, kendi taşınmazını kullandığını davacıya ait taşınmaza müdahale etmediğini ileri sürmüş, karşı davasında davacının taşınmazına müdahale ettiğini belirtip elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talep etmiştir. Mahkemece, davalının davacıya ait taşınmaza kum ocağı açarak müdahale ettiği gerekçesiyle elatmanın önlenmesi ile tazminat talebinin kısmen kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı (karşı davalı) tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 26.05.2009 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat Bahar Özyeşil ile temyiz edilen vekili Avukat H... B... Geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve tazminat; karşı dava, ecrimisille birlikte elatmanın önlenmesi isteklerine ilişkindir. Mahkemece, asıl davanın kabulüne karşı davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, asıl davanın davalısının maliki olduğu 123 parsel sayılı taşınmaza (davacının-karşı davalının) herhangi bir elatma da bulunmadığı saptanmak suretiyle karşı davanın reddine asıl davadaki elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının öteki temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine,Ancak, davacı maliki olduğu 569 parsel sayılı taşınmazı kumundan istifade etmek üzere edindiğini fakat davalının haklı ve geçerli bir nedeni olmaksızın kum çıkarmak ve almak suretiyle kendisini zarara uğrattığını ve mamelekinde istihraç edilen kum bedeli miktarınca eksilme meydana geldiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi isteği yanında tazminat da istemiştir.İddianın ileri sürülüş biçimi ve içeriğine göre, davadaki isteğin elatmanın yanında gerçekten de kum alımından dolayı uğradığı zararın tazminine ilişkin bulunduğu sabittir. Bir başka ifade ile davacının eski hale getirme talebi yoktur.O halde, davacının taşınmazından çıkartılan kum miktarı belirlenerek değerinin bilirkişi marifeti ile tespit edilip buna hükmedilmesi gerekirken istekle bağdaşmayan bilirkişi raporundaki belirlemeye itibar edilerek tazminatın hüküm altına alınmış olmasının doğru olduğu söylenemez.Öyle ise, davacının (karşı davalı) bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedene hasren HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 19.12.2008 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 625.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına ve alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.05.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.