MAHKEMESİ :ANKARA 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 24/05/2007NUMARASI : 2006/240-2007/196Taraflar arasında görülen davada;Davacı, ortak miras bırakan annesinin tüm mal varlığı olan 4 adet dairesini mal kaçırmak amacıyla davalı kızı L.ye ölünceye kadar bakım akti ile temlik ettiğini,bunlardan bir adedinin sonradan üçüncü kişiye satıldığını ileri sürerek davalı üzerinde kalan üç adet dairenin tapusunun payı oranında iptaliyle adına tescilini istemiştir.Davalı,miras bırakan annesine bakmak için Almanya'dan kesin dönüş yaptığını ve annesinin tüm bakımıyla ilgilendiğini,taşınmazların devrinin muvazaalı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece,miras bırakanın taşınmazlarının tamamını devrettiğini,edimler arasında oransızlık bulunduğu,işlemin muvazaalı yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, taraflarca süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 13.5.2008 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden L.B. vekili Avukat Ü. K.ile yine temyiz eden İ.D. vekili Avukat E.Dz duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi. tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR-Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Getirtilen kayıt ve belgeler incelendiğinde, miras bırakan F.ya ait 6574 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki (1), (4), (5) ve (8) numaralı bağımsız bölümlerin 1.10.1998 tarihli düzenleme şeklindeki ölünceye kadar bakım aktiyle miras bırakan tarafından davalı kızına devredildiği ve aktin 8.12.1998’de sicile yansıtıldığı; miras bırakanın 19.4.2006 tarihinde ölümüyle, geriye mirasçısı olarak ilk eşinden olma davacı oğlu ile ikinci eşinden olma davalı kızının kaldığı görülmektedir. Davacı, miras bırakanın yaptığı temlik işleminin kendisinden mal kaçırma amaçlı olduğunu ileri sürmek suretiyle eldeki davayı açarak (1), (5) ve (8) numaralı bağımsız bölümlerin tapusunun payı oranında iptaliyle adına tescilini istemiş, yargılama sırasında verdiği ıslah dilekçesi ile (4) numaralı bağımsız bölümü de davaya dahil etmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişmeli bağımsız bölümlerin davalıya temlikinin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu anlaşıldığına göre, dava dilekçesinde dava konusu edilen (1), (5) ve (8) numaralı bağımsız bölümler hakkındaki davanın kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gibi ; keşifte belirlenen dava değeri üzerinden noksan harç tamamlanmadığına göre, davacı yararına dava dilekçesindeki değer üzerinden vekalet ücreti takdir edilmesi de doğrudur. Tarafların değinilen hususlara yönelik temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.Ne var ki, HUMK.nun 87/son maddesinin Anayasa Mahkemesince iptalinden sonra ıslah ile müddeabihin arttırılması olanaklı hale gelmişse de, dava edilmeyen bir taşınmazın ıslah yoluyla dava konusu haline getirilmesine yasal olanak bulunmadığından, hakkında usulü dairesince dava açılmayan (4) numaralı bağımsız bölümün de hüküm kapsamına alınması isabetsizdir. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,13.12.2007 tarihinde yürürlüğe giren avukatlık ücret tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden davalı vekili için 550.00.-YTL. duruşma avukatlık parasının karşı taraftan alınmasına 13.5.2008 alınmasına tarihinde oybirliğiyle karar verildi.