MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 24/09/2008NUMARASI : 2004/181-2008/2Taraflar arasındaki davadan dolayı Bakırköy 1. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 24.9.2008 gün ve 181-260 sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan 29.6.2009 gün ve 4421-7508 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacılar vekilleri tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, ehliyetsizlik ve gabin hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Davacının, tamamına malik olduğu 12899 sayılı parseldeki çekişmeli 50/461 payı 21.8.2003 tarihinde davalı H..ye satış suretiyle temlik ettiği kayden sabittir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, özellikle Adli Tıp Kurumu raporu ile bu raporda atıf yapılan doktor raporlarından, davacının akit tarihinde hukuki ehliyeti haiz bulunduğu belirlenmişse de, aşırı alkol düşkünlüğü nedeniyle beyin fonksiyonlarında ve muhakeme yeteneğinde önemli ölçüde azalma meydana geldiği, davalının da davacının kiracısı olması nedeniyle bu durumu bilebilecek konumda bulunduğu anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere, sözleşmenin gabin nedeniyle illetli olduğunun kabulü için edim ve karşı edim arasındaki oransızlığın, taraflardan birinin diğerinin şahsında mevcut özel bir durumu bilerek istismar etmesi, sömürmesi sonucu oluşması gerekir. Dar ve zor durumda kalmaları nedeniyle sözleşme yapmaya, mallarını çok düşük bedel ile devretmeye sürüklenmiş kişileri korumak, zayıfı güçlüye ezdirmemek için hukkumuzda da düzenlemeler yapılmış, Borçlar Kanununun 21.maddesi ile "bir akitte ivazlar arasında açık bir nispetsizlik bulunduğu takdirde eğer gabin mutazarırın müzayaka halinde bulunmasından veya hiffetinden yahut tecrübesizliğinden istifade suretiyle vukua getirilmiş ise mutazarrır bir sene zarfında akti feshettiğini beyan ederek verdiği şeyi geri alabilir" hükmü getirilmiştir.O halde, gabinden söz edilebilmesi, objektif unsur olan edimler arasındaki aşırı oransızlık yanında bir tarafın darda kalma, tecrübesizlik, düşüncesizlik (hafiflik) hallerinden birininde bulunması, diğer yanın ise yararlanmak, sömürmek kastını taşıması biçiminde subjektif unsurun dahi gerçekleşmesine bağlıdır. Gabinin varlığı zarar görene (sömürülene) sözleşme tarihinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirerek iptal davası açıp iddiasını her türlü delille kanıtlama ve verdiğini geri isteme hakkı verir.Hemen belirtilmelidir ki, gabin davasında öncelikle edimler arasındaki aşırı oransızlık üzerinde durulmalı, objektif unsur kanıtlandığı takdirde mutazarrırın kişiliği, yaşı, sağlık durumu, toplumdaki yeri, ekonomik gücü psikolojik yapısı gibi maddi, manevi yönler yani subjektif unsur derinliğine araştırılıp incelenmelidir.Somut olayda, edimler arasındaki aşırı oransızlık keşfen saptanmıştır. Bunun yanında, davacının düşüncesizlik halinin tüm delillerle açıklığa kavuştuğu ve kiracısı olan davalının da davacının bu durumundan faydalandığı gözetildiğinde "gabin"in tüm unsurlarının gerçekleştiği sonucuna varılmaktadır.Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir. Anılan bu hususlar, davacıların karar düzeltme isteği üzerine bu kez yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından, davalıların karar düzeltme isteğinin HUMK.'nun 440.maddesi uyarınca KABULÜNE, Dairenin 29.6.2009 tarih 2009/4421 Esas, 7508 Karar sayılı onama ilamının ortadan kaldırılmasına yerel mahkemenin 24.9.2008 gün ve 2004/181 Esas 2008/260 sayılı kararının açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.5.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.