Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6006 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 4285 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ : İZMİR 8. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 21/11/2006NUMARASI : 2005/245-469Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden maliki olduğu ..ada ..parsel sayılı evini satmak üzere davalı Ü...ı 27.4.2005 tarihinde vekil tayin ettiğini ve bilahare vekiliyle taşınmazın satış işlemlerinin 50 milyar liradan aşağı olmaması yönünden sözleşme yaptıklarını, ancak davalı Ü...'ın vekalet görevini kötüye kullandığını diğer davalılarla el ve işbirliği içerisinde çekişmeli taşınmazın davalılar arasında kısa aralıklarla intikal ettirildiğini yapılan işlemlerin hile ve vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle gerçekleştirildiğini ve kendisine hiçbir bedel ödenmediğini ileri sürerek; tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuşlar bilahare davalı S..ın davalı H..n sahte ismi olduğunu belirterek, davalı S..S... hakkındaki davadan vazgeçtiğini bildirmiştir.Davalı A..İ..; çekişme konusu taşınmazı 50.000-YTL.bedelle davalı H..'den satın aldığını ve 67,500-YTL. bedelle davalı O..N.. sattığını, iyiniyetli olduğunu belirterek, davanın reddini savunmkuştur.Davalı O..N....; davaya konu taşınmazı bankadan kredi almak suretiyle ve emlakçı aracılığıyla 80,000_YTL. bedelle davalı A... İ..'dan satın aldığını, diğer taraftan taşımadığını, tapu kaydına gücenen iyiniyetli 3.kişi olup, iktisabının korunması gerektiğini beyan ederek, davanın reddini istemiştir.Davalı H....e ilanen tebligat yapılmamıştır.Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.Karar davacı vekili ile davalı Ü....A.. tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla;Tetkik Hakimi ...in raporu okundu, düşüncesi alındı.Dosya incelendi, duruşma isteği dava değeri yönünden reddedildi, gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR-Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali tescil isteğine ilişkin olup, davacı vekili 10 Kasım 2005 günlü dilekçesi ile davalı S....S...hakkındaki davadan vazgeçtiğini bildirmiştir.Davalı A..İ.., taşınmazı bedeli karşılığı satın aldığını diğer davalı O..N..iyiniyetli 3.kişi olduğunu bildirip davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davacının, Ü....A..a verdiği vekaletnamenin geçersizliğini ileri sürmediği, satış bedelinin düşük olduğu ve bedelin ödenmediği iddialarını vekile yöneltmesi gerektiği, üçüncü şahıs durumundaki diğer davalılara karşı tapu iptali tescil davası açma hakkı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bilindiği üzere;Borçlar Kanununun temsil ve vekalet bağıtını düzenleyen hükümlerine göre, vekalet sözleşmesi büyük ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayanır. Vekilin borçlarının çoğu bu güven unsurundan, onun vekil edenin yararına ve iradesine uygun davranış yükümlülüğünden doğar. Borçlar Kanununda sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 390/2 maddesinde "vekil, müvekkiline karşı vekaleti hüsnüniyetle ifa ile mükelleftir..." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır. Sözleşmede vekaletin nasıl yerine getirileceği hakkında açık bir hüküm bulunmasa veya yapılan işlem dış temsil yetkisinin sınırları içerisinde kalsa dahi vekilin bu yükümlülüğü daima mevcuttur. Hatta malik tarafından vekilin bir taşınmazın satışında, dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği şeklinde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi,ona dürüstlük kuralını, sadakat ve özen borcunu gözardı etmek suretiyle, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını vermez. Vekil edenin yararı ile bağdaşmayacak bir eylem veya işlem yapan vekil değinilen maddenin birinci fıkrası uyarınca sorumlu olur. Öte yandan, vekil ile sözleşme yapan kişi Medeni Kanunun 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz. Nevarki, üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, Medeni Kanunun 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (resen) göz önünde tutulması zorunludur. Aksine düşünce kötü niyeti teşvik etmek en azından ona göz yummak olur. Oysa bütün çağdaş hukuk sistemlerinde kötü niyet korunmamış daima mahkum edilmiştir. Nitekim uygulama ve bilimsel görüşler bu yönde gelişmiş ve kararlılık kazanmıştır. Somut olaya gelince;çekimeli kargir ev ve arsa cinsli ..nolu parselin ....payı davacıya aitken, davacının 27.4.2005 tarihinde satışa da yetkili olmak üzere vekil tayin ettiği davalı Ü.. tarafından 29.4.2005 tarihinde davalı H...e 10.000-YTL.bedelle satış suretiyle temlik edildiği, H...in 10.6.2005 tarihinde 10500 -YTL. bedelle davalı ali İ....a onunda 17.6.2005 tarihinde yine 10500-YTL.bedelle davalı O...N..'ye devrettikleri kayden sabittir.Davacı ile vekili Ü.... 28.4.2005 günü düzenledikleri belge ile satış bedelinin 150 milyar lira olacağını ve tapu masraflarının alıcı tarafından karşılanacağını kararlaştırmışlardır.Davalı A...İ.. C...p anılan payı 50.000-YTL.ye satın alıp diğer davalı O.... N...67,500-YTL. sattığını, davalı O...N...'de taşınmazın emlakçı ve tapu masrafları hariç 80,000-YTL.ye satın alınması hususunda anlaşmaya varıldığını, bu yeri satın alabilmek için İş Bankası Sanayi Şubesinden 17.6.2005 tarihinde 50.000-YTL. kredi aldığını bildirmişlerdir.Nevar ki mahkemece ve iddia ve savunma üzerinde yeterince durulmamış, hükme yeterli bir araştırma yapılmamıştır.Öte yandan mahkemenin ret gerekçesinin de yasal olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.Şöyle ki, davacının satış bedelinin kendisine ödenmesine yönelik bir isteği olmadığına, davada tapu iptali tescil istenildiğine göre husumetin kayıt malikine yöneltilmesi zorunludur.Hal böyle olunca, yanların gösterecekleri delillerin eksiksiz tamamlanması, çekişmeli payların temlik tarihlerindeki gerçek değerlerinin saptanması, davalıların vekille ve birbirleriyle bağlantılarının açıklığa kavuşturulması, davalıların banka hesap hareketlerinin izlenmesi, taşınmazın çok kısa aralıklarla el değiştirmesi üzerinde durulması, ondan sonra hayatın olağan akışı gözetilmek suretiyle delillerin yukarda değinilen ilkeler çerçevesinde değerlendirilmesi ve varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir.Davacı ile davalı Ü...'ın temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.5.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.