Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5956 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 3478 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ: TAVAS ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 14/03/2007NUMARASI: 2006/394-2007/52Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;Davacılar, miras bırakanları İ.'in kayden malik olduğu çekişmeli taşınmazların, torun İbrahim'in borcuna karşılık isim benzerliği nedeniyle icra yoluyla satıldığını, taşınmazların miras bırakanlarına ait olduğunu ileri sürerek, tapuların miras payları oranında iptal ve tescilini istemişlerdir. Davalı Y.., dava konusu taşınmazların yargılama devam ederken dava dışı H.e temlik edildiğini bildirip davanın husumet yokluğundan reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğinden, toplanan delillerden, eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen kayıt ve belgelerden dava konusu çekişmeli taşınmazların yargılama devam ederken davalı kayıt maliki Yakup Öğütcen tarafından dava dışı H. Ç.'ye satış suretiyle temlik edildiği anılan bu hususun mahkemeninde kabulünde olduğu anlaşılmaktadır. Davacılar, miras bırakanları İ.'e ait taşınmazların, isim benzerliği nedeniyle torun İbrahim'in borcuna karşılık icra yoluyla satıldığını ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır. Tapu Sicil Müdürlüğü davada, davalı olarak yer almışsa da, dava konusu temliki işlemlerde taraf olmadığı gibi, iddianın ileri sürülüş biçimine göre de davada yer almasında bir zorunluluk bulunmadığı gözetilerek aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. Öteki temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece, 26.02.2007 tarihli oturumda davacılar vekiline "HUMK.'nun 186. maddesinde belirtilen seçimlik hakkını kullanması için 10 günlük kesin süre verilmesine, beyanda bulunulmaması halinde bu haklarından feragat ettiklerinin ihtarına" biçiminde ara kararı verilerek sonraki oturuma davacılar vekilinin gelmediği davalı tarafın davayı takip edeceğini bildirmesi üzerine pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmişse de;Bilindiği üzere, dava konusu müddeabihin, yargılama sırasında, davalı tarafından temliki halinde mahkemenin, davacı yana seçimlik hakkını kullanıp kullanmayacağı hatırlatılarak, sonucuna göre davaya yön verilmesi gerekeceği, davacının mahkemenin sorusunu yanıtsız bırakması durumunda (HUMK.'nun 186. maddesinde öngörülen temlik eden veya müddeabihi devralana karşı davaya devam edilmesini isteme yetkisinin kullanılması halinde) dava dosyasının HUMK.'nun 409. maddesine göre işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği kuşkusuzdur.Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan hususlar gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir. Davacıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.05.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.