MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 14/03/2013NUMARASI : 2011/300-2013/63Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 21.04.2015 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat gelmedi, temyiz edilen davalı Ö.. Y.. vekili Avukat S... A... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı E... Ö.. T... gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:-KARAR-Dava, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteklerine ilişkindir.Davacı, 338 ada 21 parsel sayılı taşınmazdaki 3 numaralı bağımsız bölümün 1/3 payını kardeşleri olan davalılara her ne kadar tapuda satış gösterilmişse de kendisine bakmak şartıyla temlik ettiğini, bekar ve hasta olduğunu, bel fıtığı nedeniyle ameliyat olup, yaşlılığında bakılacağı düşüncesiyle bedelsiz olarak temliki yaptığını, ancak davalı Öznur'un taşınmaz ile ilgili olarak ortaklığın giderilmesi davası açtığını ve aralarındaki anlaşmaya aykırı davrandığını, taşınmazın “sana bakacağız” diye kandırılarak elinden alındığını ileri sürerek, bakma şartıyla alınan payın tapusunun şart gerçekleşmediğinden iptali ile adına tesciline karar verilmesi isteminde bulunmuştur.Davalı Öznur, taşınmazdaki payı bedeli ile satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuş, davalı Emine davayı kabul ettiğini bildirmiştir.Mahkemece, davanın davalı Öznur yönünden reddine, davalı Emine yönünden kabul sebebiyle kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 338 ada 21 parsel sayılı taşınmazda bulunan 2 nolu bağımsız bölümdeki (1/3) payını davacının 24.06.2014 tarihinde davalılara satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.İddianın ileri sürülüş biçiminden, davada hile hukuksal nedenine dayanılmaktadır.Ne var ki, mahkemece hile iddiası üzerinde durulmayarak davanın taraf muvazaası hukuksal nedenine dayalı olduğu ve yazılı belge ile ispat edilemediği gerekçesiyle kısmen kabulüne karar verilmiştir.Bilindiği üzere; Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanununun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir. Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.Somut olaya gelince; mahkemece yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde inceleme ve araştırma yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.Hâl böyle olunca, yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde tarafların gösterdiği tüm deliller toplanıp, inceleme ve araştırma yapılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, hukuki yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.