MAHKEMESİ : HATAY 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 10/09/2013NUMARASI : 2012/647-2013/444Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 21.04.2015 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat M... Ö... ile temyiz edilen vekili Avukat M... A...geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:-KARAR-Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.Davacı, kayden malik olduğu 1346 parsel sayılı taşınmazın yanında davalının mermer atölyesi işlettiğini ve taşınmazın tamamını 2007 yılından beri kullandığını ileri sürerek, el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteminde bulunmuştur.Davalı, davacı ile taşınmazı kiralamak hususunda anlaştıklarını, davaya konu taşınmazı 5 yıldır kullandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden toplanan delillerden; çekişme konusu 1346 parsel sayılı taşınmazın davacı adına tapuda kayıtlı olduğu, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, gerek 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddesi, gerekse 1953 tarihli 10/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca el atmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil istekli davalarda dava değerinin her üç isteğin toplamından ibaret olacağı öngörülmüştür. O hâlde davaya devam edilebilmesi için dava değeri üzerinden harç ikmali yapılması gerekeceği açıktır. Oysa mahkemece dava dilekçesinde ecrimisil olarak gösterilen değerle bağlı kalınarak, el atmanın önlenmesi isteği bakımından bir değer belirlenmeden ve harç ikmal edilmeden neticeye gidilmiştir.Öte yandan hükmedilen ecrimisil bedeli yönünden de alınan bilirkişi raporunun hüküm vermeye yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.Bilindiği, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 25.02.2004 günlü ve 2004/1-120-96 sayılı kararı).Diğer taraftan 25.05.1938 tarihli ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay'ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar. Hemen belirtilmeli ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve 6100 sayılı HMK'nın 266 vd. maddelerine uygun olmalıdır.Bu nedenle, özellikle tarım arazilerinin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir. Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.Hâl böyle olunca, ecrimisil istemi yönünden, yukarıda belirlenen ilkeler ve açıklanan olgular çerçevesinde inceleme ve araştırma yapılarak, ecrimisilin belirlenmesi el atmanın önlenmesi isteği bakımından keşfen belirlenen değer üzerinden harç ikmalinin yapılması hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken bu huhusların göz ardı edilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.12.2014 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.100.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, 21.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.