Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5929 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 17821 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR-Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tazminat istemine ilişkindir.Davacı, davalı oğlu...yönlendirmesi üzerine hacda olduğu dönemde işlerinin takibi için dava dışı ...'u 20.11.2006 tarihli vekâletname ile vekil tayin ettiğini, ancak vekilin vekâlet görevini kötüye kullanarak maliki olduğu 470 parsel sayılı taşınmazını dava dışı ...a 15.12.2006 tarihli satış akti ile temlik ettiğini, ..n da taşınmazı davalı ...'ye 02.07.2008 tarihli satış akti ile devrettiğini, anılan parselin 02.04.2009 tarihli imar uygulaması işlemi ile 289 ada 2 parsel olduğunu ve davalı ... adına tescil edildiğini, ..e imar parselini oğulları (kendisinin de torunları)) olan diğer davalılar ...25.06.2010 tarihli hibe suretiyle temlik ettiğini, aynı vekaletname kullanılmak suretiyle başkaca taşınmazların temlikine ilişkin tapu iptal-tescil davalarının ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/75 E. 2011/74 K sayılı kararı ile kabul edildiğini ve kararın derecattan geçmek suretiyle kesinleştiğini ileri sürerek tapu iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş; yargılama sırasında taşınmazın... yaptığı icra takibi sonucunda alacağına mahsuben 05.07.2012 tarihli ihalede alması ve anılan kişi adına 16.07.2012 tarihinde tescil edilmesi nedeniyle 6100 sayılı HMK. nun 125. maddesi gereğince seçimlik hakkını tazminata hasretmiş; ıslah ile birlikte 134.568,81 TL nin davalılardan tahsilini istemiştir.Davalılar, husumet itirazında bulunarak davanın esastan da reddini savunmuşlardır.Mahkemece, vekâlet görevinin kötüye kullanıldığı, davalıların da durumu bilen kişiler oldukları gerekçesi ile 25.01.2014 tarihli ek bilirkişi raporuna atfen 84.771,04 TL nin davalılardan tahsiline karar verilmiştir.Hemen belirtilmelidir ki; davacı tarafın temyiz dilekçesi davalılara 07.07.2014 tarihinde tebliğ edildiği halde, davalılar vekili 23.07.2014 tarihinde harçlandırdığı dilekçe ile hükmü katılma yolu ile temyiz etmiştir. O halde, temyiz tarihine göre HUMK'un 433/2. maddesinde öngörülen 10 günlük süre geçtikten sonra kararı temyiz ettiğinden davalılar vekilinin temyiz dilekçesinin süreden REDDİNE.Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;Mahkemece yapılan keşif sonucu inşaat ve emlakçı bilirkişi heyetinden alınan 17.12.2013 tarihli raporda belirlenen taşınmaz değeri (134.568,81 TL) ile aynı bilirkişi heyetinden alınan 25.01.2014 tarihli ek raporda belirlenen değer (84.771,04 TL) arasında fahiş fark bulunduğu ve bu çelişki giderilmeden ek raporun hükme esas alınmak suretiyle karar verildiği görülmektedir. Hâl böyle olunca, konusunda uzman yeni bir bilirkişi heyeti aracılığıyla mahallinde yeniden keşif yapılması, iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi için gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınması, tazminata esas değerin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Davacı vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.