Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5928 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 6907 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında birleştirilerek görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece asıl ve birleştirilen davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar asıl ve birleştirilen davada davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi,Tetkik Hakimi ...'ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Asıl ve birleştirilen dava, ecrimisil istemine ilişkindir. Davacı idare, "...."'nın kayden maliki olduğu 82,00 m2 yüzölçümlü arsa vasfındaki 2554 ada 4 parsel sayılı taşınmaz üzerine davalının bina yapmak ve taşınmazı bahçe olarak kullanmak suretiyle işgal ettiğini ileri sürerek 01.05.1999-30.04.2009 tarihleri arasındaki dönem için 20.302,00 TL; birleştirilen davada ise 01.05.2009-31.12.2012 tarihleri arasındaki dönem için 20.436,00 TL ecrimisile karar verilmesini istemiştir. Davalı, zamanaşımı süresinin dolduğunu, çekişmeli taşınmaza 1955 yılında gecekondu yaptığını ve taşınmazda halen oturduğunu, imar affı olarak nitelendirilen 2981 sayılı yasadan yararlanmak üzere 20.05.1983 tarihinde başvurduğunu ve taşınmazın adına tahsis edildiğini, bilahare başvuru formunda başka arsasının bulunduğunu beyan ettiği gerekçesiyle tahsisin iptal edildiğini, idare aleyhine ....Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/132 E. sayılı dosyası üzerinden iptal-tescil davası açtığını, talebin fahiş olduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, asıl davada 01.05.1999-30.04.2009 tarihleri arasındaki dönem için hesaplanan bilirkişi raporuna atfen 18.620,88 TL ecrimisilin davalıdan tahsiline ilişkin olarak verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine Dairece "... Mahkemece, asıl dava yönünden hüküm kurulmuş, ancak birleştirilen dava yönünden ise olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir.Hal böyle olunca, öncelikle birleştirilen dava yönünden olumlu yada olumsuz bir hüküm kurulması gerekirken, değinilen husus gözardı edilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir." gereğine değinilerek bozulmuş, mahmemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda bilirkişi raporuna atfen hesaplanan asıl davada 01.05.2004-30.04.2009 tarihleri arasındaki dönem için 13.517,52 TL; birleştirilen davada ise 01.05.2009-31.12.2012 tarihleri arasındaki dönem için 13.737,40 TL ecrimisilin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, hesap yöntemi bakımından bilimsel verilere uygun şekilde hazırlanan rapor esas alınarak asıl ve birleştirilen davada yazılı şekilde karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davacı vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Ne var ki; bozmadan önceki asıl davaya ilişkin kararda 01.05.1999-30.04.2004 tarihleri arasındaki dönem için de ecrimisil hüküm altına alınmış, bu husus davalı tarafından temyiz edilmediğinden davacı taraf yararına müktesep hak oluşturduğu halde asıl davada daha az ecrimisilin karar altına alınmış olması isabetsizdir. Davacı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir.Kabulü ile yerel mahkeme kararının açıklanan nedenle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.