Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 5916 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 4683 - Esas Yıl 2010
MAHKEMESİ: ALANYA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 18/06/2009NUMARASI: 2007/449-2009/310Taraflar arasında görülen davada; Davacı, miras bırakan babalarının paydaş olduğu 3 parsel sayılı taşınmaza davalı M. ile birlikte altı dükkan şeklinde çift daire bina yaptıklarını, dükkanların davalı M.tarafından diğer davalıya rızası dışında kiralandığını ve kira parasının M.a ödendiğini, uyarılara rağmen hakkını alamadığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir.Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, intifadan men koşulunun oluşmadığı, davalı K.'in de iyiniyetli olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . .'nın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu tarla niteliğindeki 3 parsel sayılı taşınmazda davacı ve davalı M.ın murisleri M. Y. ile dava dışı bir çok kişinin pay sahibi oldukları, diğer davalı K.’in anılan taşınmazdaki binada bulunan dükkanı davalı M.ile yapılan kira sözleşmesine göre kullandığı, muris M.Y.’ın da dava dışı başka mirasçılarının olduğu anlaşılmaktadır.Mahkemece, davacının davalı M.’ı intifadan men etmediği, diğer davalı K.’in de kiracı olarak taşınmazı kullandığı benimsenmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.Bilindiği üzere; Medeni Kanunun (Eski 624.) 691.maddesinin son bendi, müşterek mülkiyette mühim olan idari tasarrufların hüküm ifade edebilmesini; pay ve paydaş çoğunluğu ile gerçekleştirilmiş olması koşuluna bağlamıştır. 6.5.1955 tarih 12/18 Sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının ilk bendinde ifade edildiği üzere, müşterek mülkün kiraya verilmesi önemli idari tasarruflardandır. Değinilen yasal düzenleme ve yargısal uygulamaya göre pay ve paydaş çoğunluğuna dayanmayan kira sözleşmelerine geçerlilik tanıma olanağı yoktur. Kira sözleşmesinde yer almayan paydaş ya da paydaşların Borçlar Kanununun 248. maddesinde yazılı olan ve kiranın esaslı unsurunu teşkil eden bedelden paylarına düşen miktarı sonradan aldıklarının anlaşılması durumunda anılan kanunun 38. maddesi uyarınca sözleşmeye icazetin gerçekleşebileceği kuşkusuzdur.Somut olayda; davalı M.ile yapılan kira sözleşmesinde pay ve paydaş çoğunluğunun sağlandığı kanıtlanmış değildir.Tüm bu somut olaylar yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde, davalı Kadir’in geçerli bir kira sözleşmesine göre taşınmazı kullandığını söyleyebilme olanağı yoktur.Hal böyle olunca; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.