Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5913 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 2708 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : SARIOĞLAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 27/01/2011NUMARASI : 2004/97-2011/21Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;Davacılar, ortak miras bırakanları D.'un kayden maliki olduğu 101 ada 16 ve 148 parseller, 104 ada 20 parsel, 105 ada 5 parsel, 115 ada 5 parsel ile 1553 ada 1922 parsel sayılı taşınmazları eşi olan davalıya gerçekte bağışladığı halde tapuda satış göstermek suretiyle temlik ettiğini, temlik işleminin diğer mirasçılarından mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının miras payları oranında iptali ile adlarına tescile karar verilmesini; bu mümkün olmazsa ihlal edilen saklı payları oranında tenkise karar verilmesini istemişlerdir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, işlemin danışıklı olduğunun kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, taraf vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, 1922 parsel ile 101 ada, 16 ve 148 parsel sayılı taşınmazlar bakımından iptal isteğinin kabulüne, dava konusu diğer taşınmazlar bakımından ise kamulaştırma bedelinin tahsiline karar verilmiştir.Toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden; miras bırakan D.'un 15.10.2001 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak ilk eşi Şaziye'den olma çocukları olan davacılar G. ve D. ile ikinci eşi F. ile müşterek çocukları olan H. İ. G.ve F.in kaldığı, sahip olduğu 101 ada 4, 16 ve 148, 115 ada 5, 104 ada 20 ve 105 ada 5 parsel sayılı taşınmazları 08.09.1980 tarihinde, 1922 parsel sayılı taşınmazı ise 08.08.1995 tarihinde davalıya satış göstermek suretiyle temlik ettiği, miras bırakanın mal satmaya ve paraya ihtiyacının olmadığı, davalının ev hanımı olup, alım gücünün bulunmadığı anlaşılmaktadır.1- Bu durumda; 01.04.1979 tarih, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca temliklerin muvazaalı olduğu saptanmak suretiyle 1922 parsel ile 101 ada 16 ve 148 parsel sayılı taşınmazlar bakımından davacıların miras payları oranında davanın kabul edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Anılan parseller bakımından davalının temyiz itirazları yerinde görülmediğinden, Reddine;2- Davacıların temyiz itirazları ile davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; toplanan delillerden dava konusu 104 ada 20, 105 ada 5 ve 115 ada 5 parsel sayılı taşınmazlar yargılama devam ederken 17.11.2004 tarihinde K. Genel Müdürlüğü tarafından kısmen kamulaştırılmıştır. Bilindiği üzere; dava açıldıktan sonrada sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği, hak sahibi veya malik olmanın da doğal bir sonucudur. Usul hukukumuzda da ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş, 1086 sayılı HUMK.'nun 186. ve 6100 sayılı Yasanın 125. maddesinde dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usulü işlemler düzenlenmiştir. 186. madde hükmüne göre iki taraftan biri dava konusunu (müddeabihi) bir başkasına temlik ettiği takdirde diğer taraf seçim hakkını kullanmakta, dilerse temlik eden ile olan davasını takipten vazgeçerek davayı devralan kişiye yöneltmekte, dilerse davasına temlik eden kişi hakkında tazminat davası olarak devam edebilmektedir.Ancak; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 125. maddesi, 1086 sayılı Yasanın 186.maddesinden farklı olarak dava konusunun davacı tarafından üçüncü kişiye devredilmesi halinde devralan kişinin hukuk gereği davacı sıfatı ve buna bağlı olarak dava takip yetkisi kazanması ve davanın yeni davacı ile sürdürülmesi esasını getirmiştir.Hal böyle olunca, anılan yasal düzenlemeler gözetilerek değerlendirme yapılarak sonucuna göre işlem ifası için karar bozulmalıdır.3- Kabule göre de; kamulaştırılan parsellerin tamamı değil kısmen kamulaştırıldığı, kamulaştırılmayan bölümlerin davalı üzerinde kaldığı gözetilerek sadece kamulaştırılan bölümlerin bedeline hükmedilmesi, davalı üzerinde kalan bölümler yönünden iptal tescile karar verilmesi gerekirken, değinilen hususun gözardı edilmesi de doğru görülmemiştir.Tarafların, bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.