MAHKEMESİ: BOZOVA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 09/11/2009NUMARASI: 2001/46-2009/380Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada; Davacı ve birleştirilen davanın davacıları, miras bırakan E..A'ın toplam 235 adet parseldeki paylarını mal kaçırma amacıyla muvazaalı biçimde davalılara temlik ettiğini ileri sürerek, payları oranında tapu iptali tescil istemişlerdir.Davalılar vekili, 9.6.2004 tarihli duruşmada davayı kabul ettiklerini imzalı beyanıyla bildirmiştir.Mahkemece, temliklerin muvazaalı yapıldığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davacılar tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 25.5.2010 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat .. ile temyiz edilen vekili Avukat ..geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ...tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:Dava ve birleştirilerek görülen dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.Getirtilen kayıt ve belgelerden, miras bırakan E.A.'ın çekişmeli taşınmazlardaki paylarını davalılara 6.11.1978 tarihinde satış yoluyla devrettiği, sonradan taşınmazların kısmen toplulaştırma işlemine tabi tutulduğu; miras bırakanın 2.5.1993'te öldüğü ve geride beş kızını, bir oğlunu ve kendinden önce ölen oğlundan olma iki torununu mirasçı bıraktığı, kızlarından M.de 1996'da ölünce eşi M.S.ve beş çocuğunun kaldığı görülmektedir.Asıl ve birleştirilen dava, miras bırakan E.'nin kızı N.ile ölen kızı M.'nin eşi M.S. ve beş çocuğu tarafından açılıp miras bırakanın temliklerinin mal kaçırma amacıyla muvazaalı biçimde gerçekleştirildiği ileri sürülmüş, davacı N.aşamada bazı davalılar hakkındaki davasından feragat etmiş, ayrıca yargılama sürerken M.S.ölünce, ikinci eşi E. davaya katılmıştır.Mahkemece, toplulaştırma ile oluşan bir kısım parseller üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir.Gerçekten de, miras bırakanın temliklerinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu dosya içeriğiyle sabittir. Nitekim, davalılar da vekilleri aracılığıyla 9.6.2004 günlü duruşmada davayı kabul etmişlerdir.Öte yandan, daha önce mirasçılardan üç kız tarafından davalılar aleyhine aynı nedenle ve aynı taşınmazlarla ilgili açılan 1998/111 esas sayılı dava da kabulle sonuçlanıp kesinleşmiştir.Değinilen hususlar karşısında, muvazaa olgusu benimsenmek suretiyle davanın kabul edilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur.Ancak, toplulaştırma sonucunda oluşanlar da dahil muvazaalı temlike konu tüm taşınmazlar yönünden davacıların miras payları oranında davanın kabul edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile bir kısım toplulaştırma parselleri üzerinden kabul kararı verilmesi doğru olmadığı gibi, M.S.'in ölümüyle mirasçısı sıfatıyla davaya katılan ikinci eşi E.bakımından olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması doğru değildir. Ayrıca, kabule göre de, bazı davalılar hakkındaki davasından feragat eden davacı N.'nin bu beyanının değerlendirme dışı bırakılması da isabetsiz ise de, temyiz edenin sıfatına göre anılan husus netiyece etkili değildir.Davacıların, temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.12.2009 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 750.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 25.5.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.