Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5884 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 13171 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ : MERSİN 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 30/05/2011NUMARASI : 2010/627-2011/292Yanlar arasında görülen yargılamanın iadesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava; yargılamanın iadesi isteğine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içerği ve toplanan delillerden; özellikle Mersin 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/429 Esas,2006/128 Karar sayılı ve 28/03/2006 kesinleşme tarihli dava dosyasının tetkikinden; davacı F.ve çocukları tarafından kök mirasbırakan M.Ö.'ün kendisinden önce ölen oğlu H.'den dolayı almış oldukları Mersin 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/1382 Esas, 2011/1298 Karar sayılı veraset ilamı uyarınca mirasbırakan H. M.Ö.'ün aracı kullanmak suretiyle B.Ö.'a yaptığı temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğuna dair açtıkları davanın kabulle sonuçlanıp derecattan geçmek suretiyle kesinleştiği anlaşılmaktadır.Diğer taraftan, bu defa B.Ö.'ın, iadeyi muhakeme talebinde bulunduğu görülmektedir.Davacı, 2004/429 esas sayılı davayı açan şahısların mirasçı olmadıklarına dair hasımlı mirasçılık belgesi alındığ??nı ileri sürüp, yargılamanın yenilenmesi isteğinde bulunmuştur. Gerçekten de, hasımlı olarak elde edilen Mersin 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/1832 Esas, 2009/1290 Karar, ve 20/10/2009 tarih, 26/05/2010 kesinleşme tarihli mirasçılık belgesi ile iptal edilen 2001/1382-1298 sayılı mirasçılık belgesinde mirasçı olarak gösterilen ve 28/09/2000 tarihinde ölen H.'in, kök muris H. M.Ö.'ün mirasçı olmadığı belirlenmiş olup, davacı B.'in H. M.Ö. ile bir irs ilişkisi veya akrabalık ilişkisi bulunmadığı için önceki davada, davaya karşı çıkarak bu olguyu ileri sürmesi beklenemez. Bir başka ifadeyle daha önceki davada belgenin elde edilememesi ve ileri sürülememesi B.Ö.'dan kaynaklanan bir bir sebebe dayanmamakta aksine ibraz edilen ve aksi sonradan hasımlı mirasçılık belgesi ile saptanan ve eldeki davanın davalılarının bu durumu saklayarak elde ettikleri mirasçılık belgesinden kaynaklandığı gözetildiğinde B.Ö.yönünden HUMK'nun 445. maddesinde (6100 sayılı 374/375. maddeleri) gösterilen yargılamanın iadesi koşullarının gerçekleştiği tartışmasızdır.Yargılamanın iadesi için sonradan ileri sürülen ve H.'in muris H. M.Ö.'ün mirasçısı olmadığına dair hasımlı veraset ilamının elde edilememesi, B.'in mirasçı olmaması ve durumu bilmemesinden kaynaklanmakta olup, B. durumu diğer mirasçı Mehmet'in açmış olduğu dava sonucu öğrenerek eldeki davayı açtığına göre B. yönünden iade-i muhakeme sebeplerinin oluştuğu kuşkusuzdur. Zira elde edilememe keyfiyeti kendi eylem ve fiilinden kaynaklanmamakta bilakis diğer tarafın doğru mirasçılık ilişkisini göstermeyen veraset ilamına dayanmasından kaynaklanmaktadır.Hal böyle olunca; mahkemece yargılamanın iadesi isteği kabul edilerek işin esası bakımından bir karar verilmesi gerekirken mirasçılık belgesinin hükümden sonra elde edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.