Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 5867 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 5116 - Esas Yıl 2007
MAHKEMESİ : KIRKLARELİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 20/02/2007NUMARASI : 2006/588-92Taraflar arasında görülen davada;Davacı evine komşu olan davalının marangozhane işlettiğini makinalardan çıkan gürültü ile toz ve cila kokusunun sağlıklarına zarar verdiğini ileri sürerek faaliyetin durdurulması ve zararın önlenmesi isteğinde bulunmuştur.Davalı, davaya yanıt vermemiştir.Mahkemece, kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi'ün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan muarazanın giderilmesi isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; mahkemece, davada ileri sürülen, gürültü iddiası yönünden uzman bilirkişi aracılığıyla araştırılma yapılmış olduğu, diğer iddialar (koku ve toz) yönünden bir araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır. Çağdaş hukuk sistemlerindeki tanımıyla mülkiyet: geniş haklar, buna bağlı yetkiler ile birlikte bazı ödevlerin oluşturduğu bir hukuksal kurumdur. Başka bir söyleyişle mülkiyet, tanıdığı geniş hak ve yetkilerin yanında bazı ödevlerde yükleyen bir ayni haktır. Medeni Kanunun 683. maddesinde "Bir şeye malik olan kimse hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir." hükmü getirilmek suretiyle mülkiyet hakkının kanunla kısıtlanabileceğine işaret olunmuştur. Bu doğrultuda olmak üzere, taşınmaz malikini komşusuna zarar verebilecek her türlü taşkınlıklardan kaçınmakla yükümlü kılan aynı kanunun 737. maddesi, komşuluk ilişkilerinden doğan zorunlu çıkar çatışmalarını düzenlemiş, bir arada yaşamak durumunda olan, komşu taşınmaz maliklerinin ekonomik, sosyal çıkarlarını dengede tutabilmek için onlara katlanma ve kaçınma ödevleri yüklemiştir. O halde, bir toplumda birlikte yaşama olanağı sağlayan insancıl, gerçekçi, zorunlu temel hukuk kuralına göre, hakim; somut olayın özelliğini, taşınmazların konumlarını, kullanma amaçlarını, niteliklerini, yöresel örf ve adetleri, toplumun doğal ihtiyaç ve gerçeklerini gözönünde bulundurarak, komşuların birbirlerine göstermekle yükümlü oldukları olağan katlanma ve hoşgörü sınırını aşan bir taşkınlığın bulunup bulunmadığını saptama,zararı giderici önlemlerden en uygununu bulma, kaçınılmaz müdahaleleri yapmak suretiyle özverileri denkleştirme durumundadır. Bunun içinde zararın niteliği, kapsamı ve ne surette giderileceği yönünde tarafların tüm delilleri toplandıktan, gerektiğinde yerinde keşif yapıldıktan sonra uzman bilirkişilerden bilim ve tekniğe uygun gerekçeli rapor alınması zorunludur. böyle olunca, yerinde içlerinde inşaat mühendisi ve çevre mühendiside bulunan bilirkişi kuu aracılığıyla keşif yapılması, davalıya ait marangozhanedeki faaliyetlerin ileriye sürülen iddialar yönünden davacıya zarar verici yada rahatsız edici bir durum oluşturup oluşturmadığının tespit edilmesi, yukarda değinildiği gibi zararı yada rahatsız edici bir durum varsa ne gibi önlem veya önlemlerle giderilebileceğinin açıklığa kavuşturulması, belirlenecek olguların yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yetersiz araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.Davacının temyiz itirazlar yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.5.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.