Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 5848 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 12223 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİLTaraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 10.05.2016 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat .... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilenler vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR-Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil isteğine ilişkindir. Davacılar, mirasbırakanları babaları..’in kadastro öncesinde paydaşı olduğu tapulu taşınmazda oğullarına satış suretiyle pay temliki yaptığını, taşınmazın daha sonra kadastro sırasında 938 ada 7 parsel numarasını aldığını, mirasbırakanın oğullarına yaptığı temlikin kız çocuklarından mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, miras payları oranında iptal ve adlarına tescile karar verilmesini istemişlerdir. Davalılar, hak düşürücü ve zamanaşımı sürelerinin geçtiğini, iddiaların doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece; davacıların kadastro öncesi nedene dayalı dava açtıkları, tapusuz taşınmazlarda muris muvazaası iddiasının ileri sürülemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’in 26.08.2007 tarihinde öldüğü, çekişme konusu arsa vasıflı 938 ada 7 parsel sayılı taşınmazın tapu kayıtlarına dayalı olarak 10.03.1986 tarihinde kadastro tespitinin yapıldığı ve 384/3392’şer payının kadastro ile davalı ... ve diğer davalıların murisi Hakkı adına tescil edildiği, davacıların taşınmazın tapulu olup, mirasbırakanın sağlığında yaptığı pay temliklerinin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açtıkları anlaşılmaktadırdastro tespit tutanağında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz edilemez ve dava açılamaz. Başka bir ifadeyle, anılan sürenin ancak hakkın kadastro tespit tutanağının tanzim tarihinden önce doğması hâlinde uygulama imkanına kavuşur. Tutanağın tanziminden sonra doğan haklara ilişkin açılan davalarda uygulama yeri yoktur. Miras bırakanın ölümü ile tereke intikal eder ve terekenin açılmasıyla mirasçılar tereke üzerinde hak sahibi olurlar.Somut olaya gelince; kadastro tespitinin 10.03.1986 tarihinde yapıldığı, mirasbırakanın ise tespitten sonra 26.08.2007 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır. Öte yandan çekişme konusu taşınmazın kadastro tespitinin tapu kayıtlarına dayalı olarak yapılmış olduğu gözetildiğinde, mahkemece davanın kadastro öncesi nedene dayalı olduğu, çekişme konusu taşınmazın öncesinin tapusuz olduğu ve somut olayda 1.4.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İctihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığı yönündeki gerekçelerin dosya kapsamı ile uyumlu olmadığı anlaşılmaktadır.Hâl böyle olunca; iddia ve savunma doğrultusunda işin esası yönünden inceleme ve araştırma yapılması, kadastro tespitinin davalılara yapılan satış şeklindeki pay temlikine dayalı olup olmadığının belirlenmesi, ayrıca taşınmazın yargılama sırasında kamulaştırılıp kamulaştırılmadığının açıklığa kavuşturulması ve varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken anılan hususlar gözardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 21.12.2015 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 1.350.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.