MAHKEMESİ: DİNAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 25/02/2010NUMARASI: 2009/111-2010/55Taraflar arasında görülen davada;Davacı, davalı eşi ile bir süredir ayrı yaşadıklarını, ortak hayatı yeniden kurmak amacıyla bir araya geldiklerinde 02.02.2008 tarihli bir protokol düzenlediklerini, müştekisi olduğu ceza davasında şikâyetten vazgeçmesi ve müşterek konuta dönmesi karşılığında kayden malik olduğu 486 ada, 160 parsel sayılı taşınmazın ½ payını davalıya temlik etmeyi kabul ettiğini ancak davalının protokole uymayarak müşterek haneye dönmediği gibi nafaka davası açtığını, davalının hileli davranışları nedeniyle taşınmazda pay temliki yaptığını ileri sürerek tapu kaydının iptal ve tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı, davanın Aile Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, ileri sürülen iddiaların yersiz olduğunu, taşınmazı ortak gelirleriyle aldıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi .... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.Dava; hile hukuksal nedenine dayalı iptal tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece; davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; tarafların resmi nikâhlı eş oldukları, ancak, 5 yıldır ayrı yaşadıkları, kesintiye uğrayan evlilik birliğinin yeniden kurulabilmesini sağlayabilmek amacıyla bir araya geldikleri ve öncesinde de davacı-kocanın kayden malik olduğu çekişmeli 486 ada, 160 parsel sayılı taşınmazın ½ payının davalıya devredilmesi konusunda 02.02.2008 tarihli bir protokol düzenlendiği, nitekim 04.02.2008 tarihinde de anılan taşınmazın ½ payının 13.000.-TL değer üzerinden satış göstermek suretiyle davalıya temlik edildiği, ancak davalının protokole uymayarak müşterek konuta dönmediği gibi davacı aleyhine nafaka davası açtığı anlaşılmaktadır.Davacı; olayda bu maddi olguları ileri sürerek temlikte davalı tarafından hileye düşürüldüğü iddiasıyla temyize konu iptal ve tescil davasını açmıştır.Temlik, davalının müştekisi olduğu ceza davasından feragat etmesi, evlilik birliğinin yeniden kurulması bu amaçla müşterek konuta dönmesi karşılığı yapıldığından başka bir deyişle gayri ahlaki bir amaç sağlamak için yapılmadığı anlaşıldığından olayda Borçlar Yasasının 65. maddesinin uygulama yeri yoktur. Aksine davalı yanın davacıyı hileye düşürerek, dava konusu taşınmazın temlikini sağladığı görülmektedir.Öte yandan; açıklanan bu maddi olgular, tanık anlatımları karşısında davalının tapuda gösterilen satış bedelini ödeyebilecek ekonomik güce sahip bulunmadığı da duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıktır.Hal böyle olunca; davanın kabulü gerekirken maddi olgu yanılgılı değerlendirilerek yazılı olduğu üzere davanın reddedilmesi isabetsizdir. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.5.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.