Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5835 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 12547 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil, tazminat davası sonunda, yerel mahkemece tapu iptal- tescil talebinin kabulüne tazminat taleplerinin reddine ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 10.05.2016 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat .. ile temyiz edilenler vekili Avukat ... Güzel geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen müdahale talebinde bulunan ...i. vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR-Dava ve birleştirilen davalar; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil ve tazminat isteklerine ilişkindir. Davacılar asıl ve birleştirilen davalarda; mirasbırakanları ...’nin maliki olduğu 729 ada 1 parsel sayılı taşınmazı davalı ... ve diğer davalıların murisi Meziyet’e satış suretiyle temlik ettiğini, temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek miras payları oranında iptal ve adlarına tesciline karar verilmesini istemişler, yargılama sırasında üçüncü kişilere temlik edilen taşınmazlar yönünden tazminat talebinde bulunmuşlardır.Davalılar, iddiaların doğru olmadığını, satışın gerçek olup satış bedelinin murise ödendiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece; çekişme konusu taşınmazın temlikinin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle tapu iptal tescil talebinin kabulüne, üçüncü kişiler adına kayıtlı bağımsız bölümler yönünden tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle mirasbırakan Nazire’nin davalı ... ve diğer davalıların murisi Meziyet’e satış suretiyle yaptığı temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu saptanmak suretiyle davanın tapu iptal tescil talebi yönünden yazılı şekilde kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, Reddine.Davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ... tarafından 07.07.1999 tarihli resmi akit ile dava konusu taşınmazların öncesini oluşturduğu anlaşılan 1170 parsel sayılı taşınmazın temlik edildiği, bu taşınmazın daha sonra davalıların dava dışı belediyeden edindikleri anlaşılan 4082 ve 4083 parsel sayılı taşınmazlar ile 28.01.2011 tarihli işlem ile tevhit edilerek 729 ada 1 parsel sayılı taşınmazın oluştuğu, ardından da kat karşılığı inşaat sözleşmesine konu edilerek 1,3,7,9,11,12,13 ve 14 numaralı bağımsız bölümlerin davalılar adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.Muris muvazaası davalarının konusunu, mirasbırakan tarafından temlik edilen taşınmazlarla sınırlı olacağı kuşkusuzdur. Ne var ki mahkemece, çekişme konusu 729 ada 1 parsel sayılı taşınmazın oluşumunda, davalıların dava dışı belediyeden edindikleri taşınmazların tevdit işlemi ile oluşan katkısı gözetilmemiştir.Hâl böyle olunca; 729 ada 1 parsel sayılı taşınmazda kabul kapsamına alınan bağımsız bölümlerde, mirasbırakanın temlik ettiği ve dava dışı belediyeden edinilen taşınmazların yözülçümleri de gözetilmek suretiyle oranlanması ve bağımsız bölümlere yansıtılmak suretiyle iptal ve tescile kararı verilmesi gerekirken anılan hususun gözardı edilmiş olması doğru değildir. Öte yandan; davalar birleştirilse de ayrı olma özelliklerini koruyacağından, 6100 Sayılı HMK’nun 297/2.maddesi hükmü nazara alınarak her bir dava yönünden ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken yasal düzenleme gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi de isabetsizdir ve kararın bu nedenle de bozulması gerekir. Davalıların bu hususlara yönelik temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 Sayılı HMK’nun geçici 3.maddesi yollamasıyla) 1086 Sayılı HUMK’nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 21.12.2015 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 1.350.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,10.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.