Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5829 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 4324 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ : KÜÇÜKÇEKMECE 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 04/12/2007NUMARASI : 2006/277-2007/769Taraflar arasında görülen davada;Davacı, paydaşı bulunduğu 2465 parselde paydaşlar arasında yapılan özel parselasyona göre kendisine isabet eden 257 nolu özel parsele davalının yapılanmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalının özel parselasyon planında davacıya verilen 257 nolu özel parsele müdahalesi sabit görülerek davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; davacının paydaşı olduğu 2465 parselde yapılan özel parselasyon planında kendisine isabet eden 257 nolu özel parsele davalının yapılanmak suretiyle elattığını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.Getirtilen kayıt örneklerine göre, dava konusu taşınmazın paylı mülkiyet hükümlerine tabi olduğu; davacı ve davalı dava dışı 3.kişilerin taşınmazda pay sahibi oldukları görülmektedir.Her ne kadar, bilirkişi raporunda fiili kullanım biçimini belirleyen bir özel parselasyon planından bahsedilmekte ise de, tüm paydaşların katılımı ile oluşturulmuş bir harici taksim sözleşmesi ve buna bağlı parselasyon ve kullanma biçimi belirlenmiş değildir.Bu durumda gerçektende bilirkişilerce raporda sözü edilen harici taksim sözleşmesinin ve özel parselasyonun varlığından sözedebilme imkanı yoktur.Öyle ise uyuşmazlığın Türk Medeni Kanununun paylı mülkiyet hükümleri gözetilerek çözümlenmesi zorunludur.Bu durumda davacının payına karşılık taşınmazda kullandığı veya kullanabileceği bir yer bulunup bulunmadığı, başka bir anlatımla davacı yönünden intifadan men olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği üzerinde durulması, anılan hususların değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.Davalının temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK:'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 8.52008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.