Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5806 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 22664 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : GÖNEN(BALIKESİR) SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 15/10/2014NUMARASI : 2014/138-2014/811Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın usûlden reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ....'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR-Dava, tapuda kayıtlı ada ve parsel numaralarının düzeltilmesi isteğine ilişkindir.Davacı, kayden maliki olduğu 5 nolu bağımsız bölümün, tapu kayıtlarında yapılan hatalı işlem sonucu 1298 ada 11 parselde bulunması gerekirken 1300 ada 13 parselde gözüktüğünü ileri sürerek, 1300 ada 13 parsel sayılı taşınmazın ada ve parsel numaralarının 1298 ada 11 parsel olarak düzeltilmesini istemiştir.Davalılar, davanın adli yargının görev alanı dışında kaldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, idari yargının görev alanında kaldığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.Bilindiği üzere; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “idari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlıklı 2. maddesinde idari dava türleri ve idari yargı yetkisi açıkça düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için açılan iptal davaları, idari eylem ve işlemlerden dolayı açılan tam yargı davaları ve idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan anlaşmazlıklara ilişkin davalar olarak gösterilmiştir.Aynı kanunda yargı yetkisinin, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu belirtilmiş ancak yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayarak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde karar vereceğine ilişkin bir düzenleme getirilmemiştir. Bu bağlamda, taşınmazların geometrik durumları ve hak sahiplerinin belirlenmesi için yapılan kadastro çalışmaları, bu çalışmalara göre sicillerin oluşturulması, sicildeki değişikliklerin kayda işlenmesi idarenin görevleri arasındadır. Ancak, idarenin bu görevlerini yerine getirirken taşınmazların geometrik durumlarının hatalı tespiti, hak sahiplerinin hatalı belirlenmesi ya da kayıtların yolsuz veya usulsüz oluştuğu iddiasının bulunması halinde, gerçek durumun tespiti ve düzeltilmesine ilişkin taleplerin adli yargıda görülerek çözümlenmesi gereken uyuşmazlıklardır.Öte yandan; eldeki dava taşınmazların ada ve parsel numaraların değiştirilmesi isteğine ilişkin olup dava sonucunda dava dışı tapu maliklerinin mülkiyet durumları etkileneceğinden, diğer tapu maliklerinin davada yer alması gerektiği, bu tür davaların çekişmeli yargı usulüne göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılacağı açıktır.Hâl böyle olunca; davanın yukarıda belirtilen niteliği gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Davacının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.