Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5803 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 22371 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : GAZİOSMANPAŞA 1. SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 25/03/2014NUMARASI : 2013/7-2014/527Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hâkimi ....'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR-Dava, tapu kaydında yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemine ilişkindir.Davacı, mirasbırakan annesi B.. I..'ın kayden paydaşı olduğu çekişme konusu 515 ve 174 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarında mirasbırakanın baba adının sehven “Mustafa” olarak yazıldığını ileri sürerek, anılan kayıtlarda mirasbırakanın baba adının “Haşim” olarak düzeltilmesini istemiştir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacının iddiasının sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Bilindiği üzere; taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme taleplerinin kaynağını oluşturur. Bu tür işlerde kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.Bu tür işler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 382/2-ç-1 maddesi gereğince çekişmesiz yargı usulüne göre sulh hukuk mahkemesinde ve taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan, aynı kanunun 12. maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde görülür ve işin niteliği itibarıyla maktu harç alınır. Tapuda kayıt düzeltilmesi ve tespit taleplerini, tapu maliki ile mirasçıları isteyebilir.Bunun yanı sıra, 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununun (TMK) 702. maddesinin son fıkrası gereğince ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan her hangi biri de tek başına tapuda murisin kimlik bilgilerinin düzeltilmesini isteyebilir. Ayrıca bu işlerin, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılması da mümkündür. Böyle bir yetki verildiğinde yetkiye dayanarak talep eden kişinin takip yetkisi vardır.HMK'nın geçici birinci maddesi gereğince “Bu Kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri, Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmayacağından” kanunun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra yapılan taleplerin tapu müdürlüğüne ilgili sıfatıyla yöneltilerek yapılması gerekir. Bu tür işlerde mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı ve kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir:1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen talep konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.2-Nüfus müdürlüğünden, talep konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarında bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak talep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.4-İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hâlâ kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında talebin kabulü yoluna gidilmelidir.Talebin niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir.Tapu müdürlüğü ilgili sıfatıyla yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden ve yargılama giderlerinden olan vekâlet ücretinden sorumlu tutulmamalıdır.Somut olaya gelince, mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme elverişli ve yeterli olduğu da söylenemez.Şöyle ki; tapu kayıtlarında yer aldığı şekilde; “Mustafa kızı B.... Ü...” ile aynı kimlik bilgilerine sahip başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarında bulunup bulunmadığının ilgili nüfus müdürlüğünden sorulmadığı, kaydı düzeltilmek istenen “Mustafa kızı B... Ü...” yerine “Mustafa oğlu Haşim” isimli kişi içinzabıta araştırmasının yaptırıldığı, öte yandan 174 parsel sayılı taşınmazın yenileme işleminden oluştuğu belirtilen 172 ada 174 parsel sayılı taşınmazda davacının mirasbırakanın malik olmadığı anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca; yukarıda değinilen ilkeler ve olgular çerçevesinde araştırmanın yapılarak taşınmazların maliki ile davacının mirasbırakanının aynı kişi olup olmadığının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptanması ve hâsıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, yenileme sonucu oluşan 172 ada 174 parsel sayılı taşınmaz hakkında hüküm kurulması da isabetsizdir.Davalı vekilinin temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulüyle hükmün (6100 sayılı yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 20.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.