Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5801 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18935 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : GÖNEN(BALIKESİR) SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 13/03/2013NUMARASI : 2012/271-2013/242 Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlemesi isteğine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 815 ada 1 parsel sayılı taşınmazda bulunan 15 numaralı bağımsız bölümün davacı Nazmi adına kayıtlı olup, taşınmazı davalının haksız kullandığı ileri sürülerek, elatmanın önlenmesi isteğinde bulunulduğu, ancak davaya esas herhangi bir değer gösterilmediği anlaşılmaktadır.Hemen belirtiltmek gerekir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır. Bu tür davalarda, 6100 sayılı HMK.nun 120. (1086 sayılı HUMK.nun 413.) ve 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca; dava değerinin ve buna göre alınacak harcın çekişme konusu taşınmazın değerinden ibaret olacağı kuşkusuzdur. Bilindiği üzere; 492 sayılı Harçlar Yasası, harcın alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re'sen) gözetilmesini hükme bağlamıştır. Anılan Yasa'nın 30. ve 32. maddelerinde ise yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmıştır.Hal böyle olunca; nitelendirilen elatmanın önlenmesi isteği bakımından çekişmeli taşınmazla ilgili olarak davacı tarafından bir değer belirtilmediği gözetilmek suretiyle, davacıya çekişme konusu taşınmaz malın değerinin sorularak açıklattırılması, belirlenecek değer üzerinden nispi tarifeye göre harcın tamamlatılması gerekirken anılan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Kabule göre de; davada TMK'nin 683. ve devamı maddelerinde düzenlenen mülkiyet hakkına dayalı olarak el atmanın önlenmesi isteğinde bulunulduğundan ve mal varlığına yönelik dava niteliği taşıdığından HMK.'nin 2. maddesi doğrultusunda görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yanılgılı nitelendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması da isabetsizdir. Davalı asilin temyiz itirazları bu nedenle yerindedir. Kabulüyle hükmün(6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, sair itirazların bozma nedenine göre incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.