Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5799 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19101 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : KÜTAHYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 08/05/2013NUMARASI : 2012/331-2013/169Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım ve tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım, eski hale getirme bedelinin tazminine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacının dava dilekçesinde, dava değeri olarak 1.000 TL gösterdiği, ıslah suretiyle eski hale getirilme bedelini 11.400 TL na yükselttiği, dava dilekçesinde diğer istekler bakımından herhangi bir değer gösterilmediği gibi keşfen bir belirleme de yapılmadığı, davanın eski hale getirme bedeli olan 11.400 TL üzerinden harçlandırılarak görüldüğü anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır. Bu tür bir davada, HUMK'nun 413 ve 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun 16.maddesi uyarınca dava değerinin elatılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisil veya tazminatın toplamından, elatmanın önlenmesi isteğinin yanında yıkım isteği de varsa dava değeri elatılan yerin değeri ile yıkımı istenilen yapı değerinin toplamından (04.03.1953 tarih 10/2 Sayılı İ.B.K.) ibaret olacağı ve belirlenen bu değer üzerinden Harçlar Kanunu'nun 26, 27, 28, 30 ve 32 maddelerinin öngördüğü şekilde işlemlerin yerine getirileceği ve gerekli olan harcın alınacağı tartışmasızdır.Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Yasası, harcın alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re'sen) gözetilmesini hükme bağlamıştır. Anılan Yasanın 30.madde hükmünde " ... muhakeme sırasında tespit olunan değerin dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa yalnız o celse için muhakemeye devam olunur; takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmayacağı", 32.maddesinde; "yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı" vurgulanmış, HUMK.'nun 409. maddesinde ise; gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlı olduğu düzenlemesine yer verilmiştir.Hal böyle olunca, öncelikle dava dilekçesinde elatmanın önlenmesi ve yıkım isteği ile ilgili olarak davacı tarafından bir değer gösterilmediği gözetilerek, davacıya çekişme konusu taşınmaz malın değerinin sorularak açıklattırılması, değere itiraz edilmesi halinde mahkemece elatıldığı iddia edilen taşınmaz için değinilen ilkeler ve düzenlemeler gözetilmek suretiyle dava değerinin belirlenmesi ve belirlenecek dava değeri üzerinden nispi tarifeye göre peşin harcın tamamlatılması, bu koşul yerine getirildiği taktirde davaya devam edilerek işin esasına girilmesi, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek işin esası bakımından hüküm kurulması doğru değildir.Davalı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre işin esası bakımından şimdilik inceleme yapılmasına yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.