Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5797 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 2490 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ.DAVA TÜRÜ : ECRİMİSİLYanlar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR-Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 4685 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki dükkan vasıflı 7 no'lu bağımsız bölüm ve mesken vasıflı 12 no'lu bağımsız bölümün tarafların miras bırakanı ... adına kayıtlı iken ....'ın 25.1.2007 tarihinde ölümü ile dava dışı eşi ...ile davacı çocukları ....'yı ve davalı kızı ....'yi mirasçı olarak bıraktığı, davacıların 10.11.2008 tarihinde .... ve...aleyhine açtıkları ortaklığın giderilmesi davası sonucunda 7 no'lu dükkan ile 12 no'lu meskenin paydaşlığının satış suretiyle giderilmesine karar verildiği görülmektedir. Davacılar, daire ve dükkan şeklindeki taşınmazları davalının kullandığını ve haksız kazanç elde ettiğini ileri sürerek eldeki davayı açmışlar, davalı ise, davacıların taşınmazdan faydalanmak istediklerini kendisine ihtar etmediklerini, 7 no'lu dükkanın her zaman boş olarak kaldığını ve kullanıma açılmadığını, 12 no'lu meskeni ise 2008 yılı Aralık ayından itibaren kullanmaya başladığını bildirerek davanın reddini savunmuştur.1- Gerçekten de, 12 no'lu meskene ait 2.12.2008 tarihli su faturası ve 28.11.2008 tarihli elektrik faturaları ve tanık beyanlarına göre davalının 28.11.2008 tarihinden önce taşınmazda kullanımının bulunmadığı sabittir. Öyle ise, mesken nitelikli 12 no'lu bağımsız bölüm için bu tarihten dava tarihine kadar, davacıların payı oranında hesaplanacak ecrimisile karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi isabetsizdir.2- Davalının 7 no'lu bağımsız bölümle ilgili temyizine gelince; Bilindiği üzere elatma haksız eylem niteliği taşır. Bu tür davalar haksız eylemi gerçekleştiren aleyhine açılır. Taşınmaz kullanılmıyor olsa dahi, malikin kullanımına engel olmak da, bir haksız eylemdir. Somut olayda, dava konusu dükkan vasıflı taşınmazın davalının kullanımında olup olmadığı, taşınmazın anahtarının kimde olduğu, boş olup olmadığı, boş değil ise kimin eşyalarının bulunduğu açıklığa kavuşturulmuş değildir. Mahkemece, bu hususta bir araştırma yapılmadan, hüküm tesis edildiği görülmektedir.Bunun yanı sıra, çekişmeli yer davalı tarafından boşaltılmış olsa bile, anahtarı davacıya teslim edilmemiş ise müdahalenin devam ettiği kabul edilmelidir. Nitekim, istikrar kazanan Yargıtay uygulamaları ve bilimsel görüşler de bu yöndedir.Hal böyle olunca; tarafların bu yönde sunacakları delillerin toplanması, toplanan delillerle birlikte değerlendirilmesi, özellikle tanık beyanları da dikkate alınarak eğer dükkan boş ise ve anahtarı da davalıda değil ise miras bırakanın ölüm tarihi olan 25.1.2007 tarihinden davalının dükkanı boşalttığı bildirilen 28.11.2008 tarihleri arasında davacıların payı oranında ecrimisile hükmedilmesi, ancak gerçekten de davalının eşyaları halen dükkanda duruyor ise ya da anahtar halen davalının elinde ise miras bırakanın ölüm tarihinden dava tarihine kadar davalının davacıların payı oranında bu taşınmaz bakımından ecrimisilden sorumlu tutulması gerekirken eksik soruşturma ve yanılgılı değerlendirmelerle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davalının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.4.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.