MAHKEMESİ: BURHANİYE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 07/07/2009NUMARASI: 2005/410-2009/332Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan tespit, elatmanın önlenmesi, yıkım ve eski hale getirme davasının yapılan yargılama sonunda mahkemece kıyı kenar çizgisinin belirlenmesine ilişkin talebin ve tazminat isteğinin reddine, diğer istekler bakımından karar verilmesine yer olmadığına dair verilen kararın davacılar tarafından süresinde temyizi üzerine dosya incelendi ve Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı, gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kıyı kenar çizgisinin tespiti, bu doğrultuda tapu iptali ve tecil, komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi, yıkım ve tazminat, birleşen dava ise; komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir. Mahkemece, kıyı kenar çizgisinin belirlenmesine ilişkin talep ile tazminat isteğinin reddine, diğer istekler bakımından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı firmanın üzerinde turistik tesis bulunan 143 nolu parsel maliki, birleşen davanın davacısı Birsel'in ise komşu 142 parselin paydaşı oldukları, komşu 244 ada 1 parselin ise davalılara ait olup, bu parsel üzerinde de turistik tesis bulunduğu, yarg??lama sırasında çekişme konusu, davalılar tarafından yapıldığı bildirilen duvarın dava dışı belediye tarafından yıkıldığı anlaşılmaktadır. Evrak arasına alınan Burhaniye Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2001/45 Esas, 2003/830 Karar sayılı dosya içeriğinden; Hazine'nin 02.02.2001 tarihinde; davacı firmaya ait 143 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı iddiasıyla tapu iptal, terkin ve yıkım istekli dava açtığı ve yargılama sonunda davacı firmaya ait 143 parselin 131,14 m² bölümünün tapusunun iptali ile tescil harici bırakılmasına, bu kısma yönelik elatmanın önlenmesine, duvar ve dolgu malzemelerinin yıkımına karar verildiği ve kararın dereceattan geçerek 30.09.2004 tarihinde kesinleştiği görülmektedir. Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle; davacı firmanın taraf olduğu Burhaniye Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2001/45 Esas, 2003/830 Karar sayılı dereceattan geçerek kesinleşen dava ile kıyı kenar çizgisinin belirlendiği, öte yandan davalılar tarafından yapılan duvarın yargılama sırasında dava dışı Belediye tarafından yıkılarak, bu istek bakımından davanın konusuz kaldığı saptanmak suretiyle tazminat dışındaki istekler bakımından yazılı olduğu üzere karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacı firma vekilin bu yöne değinen temyiz itirazları ile birleşen davanın davacısı B.L. vekilin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Davacı firma vekilinin tazminat isteğine ilişkin temyizine gelince; davacı firma davalıların deniz içine doğru inşa ettirdikleri duvar sebebi ile turistik tesis olarak işlettiği parselinin önündeki kumsal alanın erezyona uğrayarak taşınmazının zarar gördüğünü ile sürerek tazminat isteğinde bulunmuştur.Ne varki; tazminat hususunda yapılan araştırma ve incelemenin hükme elverişli ve yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Şöyle ki; delil olarak dayanılan Burhaniye Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2000/543 Esas, 2001/354 Karar sayılı dosyasında düzenlenen ve kıyıdaki erezyonunun; davacının kıyı kenar çizgisini ihlal eder tarzda yapılaşmasından kaynaklandığı yönünde görüş bildiren bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle mahkemece sonuca gidilmiş ise de; eldeki dosyada mahallinde yapılan keşif neticesinde jeoloji mühendisleri bilirkişiler tarafından düzenlenen 25.04.2007 tarihli raporda; davacının turizm tesislerinin kuzeyindeki sahil alanının erezyon ile daraldığı, bu sebeple zarar gördüğü, bunun birincil nedeninin davalıların turizm tesislerinin güney kısmında oluşturduğu yapay sette ve deniz içerisine uzanan beton kütle olduğu, ancak ikinci sebebinin de Favori Turizm Tesislerine ait deniz tarafındaki yapıların kıyı kenar çizgisi ihlalinden kaynaklandığı bildirildiği halde, ilk bilirkişi raporu irdelenip hükme esas alınan raporla arasındaki çelişkiler giderilmiş değildir. Hal böyle olunca; mahallinde yeniden konusunda uzman bilirkişiler aracılığı ile keşif yapılarak, eldeki dosyada ve delil olarak tarafların dayandıkları dosyalarda alınan bilirkişi raporları da irdelenmek suretiyle, davacı firmanın taşınmazı hizasında bulunan kıyı erezyonunun hangi sebepten, davalılar tarafından yapılan ve yargılama sırasında dava dışı Belediye tarafından yıkılan duvar yüzünden mi, yoksa davacı firmanın kıyı kenar çizgisini ihlal eder şekilde yapılaşmasından mı kaynaklandığı, veyahut her iki sebebinde etkili olup olmadığı, öte yandan davacı firmanın bu sebeplerden dolayı maddi bir zararının bulunup bulunmadığı, varsa nelerden ibaret olduğu, zararın oluşumunda hangi etkenin hangi oranlarda etkili olduğu konularında çelişkileri de giderecek şekilde rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Davacı F.T. ve İnşaat Limited Şirketi vekilinin temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulüyle, hükmün 12.01.2011 tarihinde kabul edilen ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.