Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 5766 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 5177 - Esas Yıl 2012
ÖZET: DAVADA ELATMANIN ÖNLENMESİ İSTEĞİ YANINDA YIKIM İSTEĞİ DE OLDUĞUNDAN, TAŞINMAZ ÜZERİNDE BULUNAN MUHTESATIN TAŞINMAZIN BÜTÜNLEYİCİ PARÇASI OLMASI NEDENİYLE TÜM KAYIT MALİKLERİNİN DAVADA YER ALMALARI ZORUNLUDUR.Davacı tarafından davalı aleyhine açılan elatmanın önlenmesi, yıkım davasının yapılan yargılamasında mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın davalı vekili tarafından süresinde temyizi üzerine dosya ve tetkik hakiminin raporu incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 242 parsel sayılı taşınmazın kayden davacı kuruma ait olduğu, eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen kayıtlardan da yıkıma konu binanın yer aldığı komşu 241 parsel sayılı taşınmazın paylı mülkiyet üzere kayıtlı olup çok sayıda paydaşının bulunduğu, bu yerde davalının miras bırakanı Mustafa’nın da 1701/267284 pay sahibi olduğu, davacının parseline taşkın olduğu ileri sürülen binanın Mustafa’ya ait olup, 15.05.1997 tarihinde ölümü ile davalının da aralarında yer aldığı toplam 9 çocuğuna kaldığı anlaşılmaktadır.Davada elatmanın önlenmesi isteği yanında yıkım isteği de vardır. Hemen belirtilmelidir ki, taşınmaz üzerinde bulunan muhtesatın Türk Medeni Kanunu’nun 684. maddesi uyarınca taşınmazın bütünleyici parçası (mütemmim cüz’ü) olması (hakim gayrımenkulün) nedeniyle tüm kayıt maliklerinin davada yer almaları zorunludur.Somut olayda, 241 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yer alan ve davalının miras bırakanından intikal ettiği anlaşılan taşkın binanın (hakim gayrimenkulün) maliki Mustafa’nın davalı dışındaki mirasçıları davada yer almış değillerdir.O halde, taşkın yapının maliki Mustafa’nın davalı dışındaki mirasçıları olan Zeynep, Fatma, Yusuf, Hamit, Osman, Elif, Mehmet ve Hatice’nin de davada yer almalarının sağlanması, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken değinilen husus gözardı edilerek, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davalının temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulüyle, hükmün 12.01.2011 tarihinde kabul edilen ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren (6100 sayılı Yasa’nın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’nın 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.