Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 5763 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 18000 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİTaraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Davacı, davalının müteahhit olduğunu, kat karşılığı arsasını verip bina yaptırdığını, binanın yapılmasına rağmen ortak alanda yazıhane olarak kullandığı yerden çıkmayarak işgal ettiğini, 22.Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2012/658 Esas sayılı dosyasıyla ceza verilmesine rağmen işgale devm ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir,Davalı, davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, iddianın ispat edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden,davacının 3057 ada 17 parsel sayılı taşınmazda bulunan 12 nolu bağımsız bölümün maliki olduğu, davacının bağımsız bölümünün bulunduğu binanın ortak alanını davalının emlak bürosu olarak kullanmak suretiyle müdahale ettiği iddiasına dayalı olarak eldeki davayı açtığı, dava dilekçesinin ve diğer tebligatların davalıya''.... apartmanı .... ''adresineTebligat Kanunu'nun 21. maddesi uyarınca yapılarak yargılamanın yürütüldüğü tebligatlara bu adresin işyeri olduğu ve tevziat saatlerinde sürekli kapalı olduğu bilgisi yazıldığı, bilirkişi raporunun tebliği için çıkartılan tebligatın ise gösterilen adresin 1 yıldan fazla mühürlü olup mühürün ne zaman açılacağı belli olmayıp muhatabın ise gitmiş olup adreste bulunamadığından tebliğin mümkün olmadığından merciine iade edildiği, gerekçeli kararın ise adresten taşındığı gerekçesiyle iade edildiği, anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki, yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi davanın süratle sonuçlandırabilmesi, öncelikle tarafların yargılama gününden haberdar edilmesi ile mümkündür. Kişinin, hangi yargı merciinde duruşmasının bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğunu bilebilmesi, usûlüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabilir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesi (1086 sayılı HUMK' nun 73. maddesi) hükmünde çok açık bir şekilde vurgulanan temel kurala göre, mahkeme, tarafları dinlemeden, onları, iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hükmünü veremez. Bu bakımdan davetin ve bunun yazılı şeklinin (davetiyenin) davadaki önemi büyüktür. Öncelikle, yasaya uygun biçimde taraf teşkilinin tamamlanmasından sonra işin esasına girilmesi, deliller toplanarak bir sonuca ulaşılması asıldır. Değinilen işlemleri nedeniyle tebligat, bilgilendirme yanında, belgelendirme özelliği de bulunan bir usuli işlemdir. Tebliğ ile ilgili Tebligat Kanunu ve Tüzük hükümleri şeklidir. Bu nedenle, tebligata ilişkin yasal hükümlerin gözden uzak tutulmaması ve uygulanması zorunludur.Somut olaya gelince, davalıya yapılan tebligatların usulsüz olduğu mernis adresinin araştırılmadığı bu nedenle davalının hiçbir duruşmaya katılmadığı, yargılamanın davalının yokluğunda yürütüldüğü, savunma hakkının kısıtlandığı anlaşılmaktadır.O halde; yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler gözardı edilerek sonuca gidilmiş olmasının doğru olduğu söylenemez. Esasen, taraf teşkilinin sağlanması Anayasanın 90/son maddesi delâletiyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesi hükmü uyarınca adil yargılanma hakkının da bir gereğidir. Hâl böyle olunca, davalı ...'e usulüne uygun olarak davacının dosyada bildirdiği ''... adresine dava dilekçesinin tebliği ile taraf teşkili sağlandıktan sonra yanların gösterecekleri delillerin toplanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, usulüne uygun olarak taraf teşkili sağlanmaksızın işin esası bakımından yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.Davalının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalının öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.