MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ... vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir.Davacı; ortak mirasbırakan babaları ...Yünden'den intikal eden 216 ada 9 numaralı parselde yer alan 11 nolu bağımsız bölümü murisin ölümünden sonra davalılarca kullanılmaya devam edildiğini, herhangi bir bedelde ödenmediğini ileri sürerek geçmiş beş yıllık dönemi kapsayan 7.500,00 TL ecrimisilin tahsilini istemiştir. Davalılar, istenen ecrimisil bedelinin fahiş olduğunu, çekişme konusu taşınmaza yapılan faydalı ve zaruri masrafların mahsubunun gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davalılar ...yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, davalı ... yönünden ise iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 216 ada, 9 numaralı parsel, 11 nolu bağımsız bölümün tarafların murisi İsmail Yünden adına kayıtlı iken 06/03/2007 tarihinde ölümü üzerine mirasçılarına intikal ettiği davacı ve davalıların taşınmazda paydaş oldukları anlaşılmaktadır.Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal ... elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır. Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz. Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay'ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar. Yukarıda açıklanan ilke ve olgular doğrultusunda somut olaya bakıldığında, davacı paydaşın, ecrimisil isteyebilmesi davaya konu taşınmazdan veya gelirinden yararlanmak isteğini davalı paydaşlara bildirmiş olmasına bağlıdır. Davacının, intifadan men olgusunun gerçekleştiği yönündeki iddiasına dayandırdığı, ... idaresi aracılığıyla davalı tarafa gönderildiğini ileri sürüldüğü 23.10.2009 tarihli ihtarname dosyaya sunulamadığı gibi idare nezdinde de bir örneğinin bulunmadığı saptanmıştır. Bu durumda, davacı intifadan men şartının gerçekleştiğini ispatlayamamıştır. Hâl böyle olunca; davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.Davalı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün belirtilen nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.