MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Davacılar ve dahili davacılar, 29/06/2009 tarihinde ölen ortak mirasbırakanları ...'ün 101 ada 56, 57, 66, 70,72,73,79 ve 92 parsel sayılı taşınmazlarını 09/04/2009 tarihli akitle torunu davalıya satış suretiyle temlik ettiğini yapılan işlemin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapuların iptali ile tüm mirasçılar adına veraset ilamındaki payları oranında tescil isteğinde bulunmuşlar, 10/01/2013 tarihli dilekçe ile terekeye iade istemini, miras payı oranında iptal ve tescil isteği olarak düzeltmişlerdir.Davalı, yapılan işlemin gerçek satış olduğunu, muvazaalı işlem yapılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece; “ ...14.10.2009 tarihli dava dilekçesinde ... ve .. davacı olarak kendi adlarına dava açtıkları, 01.12.2009 tarihli oturumda Avukat ...'in davacılar ile birlikte .. ve .. adına düzenlenmiş vekaletname ibraz ettiği, davacılar vekilinin 10.01.2013 tarihli dilekçesinde davacılar ile ... da adını belirterek mirasçılar olan müvekkilleri adına payları oranında tescil talebinde bulunduğu, 21.02.2013 tarihli oturumda .. tapunun iptal edilerek hisselerinin verilmesi isteği ile açılan davaya muvafakat ettikleri anlaşılmaktadır.O halde, ... davada dahili davacı olarak yer aldıkları göz önüne alınarak miras paylarına isabet eden oranda iptal ve tescile karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davacılar ve dahili davacılar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, özellikle hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda, davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur.Ancak, Çekişmeli 101 ada 56, 57, 66, 70, 72, 73, 79 ve 92 parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına tam pay olarak kayıtlı olduğu sabittir.Ne varki; mahkemece davacıların miras payı oranında (11/12) davanın kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen davalı ... adına kayıtlı tapularının sadece 6/12 payı iptal edilerek hükümde kendi içinde çelişki yaratılmıştır.Ayrıca; davalı ... adına kayıtlı taşınmazlarda 11/12 payın davacılar ve dahili davacılar adına tesciline karar verildiği halde kalan 1/12 payın davalı ... üzerinde bırakılmasına hükmedilmeyerek infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmuştur.Bilindiği ve 6100 sayılı HMK 297/2. maddesinde düzenlendiği üzere, (1086 sayılı HUMK’nun 388/son md.) hüküm sonucu kısmında; “istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Yasa maddesinin bu açık hükmünün sonucu olarak, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.Bu durumda, mahkemece verilen kararın infaza elverişli olduğunu söyleme olanağı bulunmamaktadır. Hâl böyle olunca, HMK'nun 297/2.maddesi uyarınca infaza elverişli biçimde hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.Davacılar vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.