MAHKEMESİ : SARIYER 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 06/12/2007NUMARASI : 2006/215-2007/410Taraflar arasında görülen davada;Davacı,davalı ile birlikte paydaşı olduğu 39 parsel sayılı taşınmazdaki 33 nolu özel parseline davalının bina yapmak suretiyle tecavüz ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinde bulunmuştur.Davalı, taşınmazın paylı mülkiyet hükümlerine tabi olduğunu,kendisine ait yeri kullandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece " taraflar arasındaki çekişmenin,tüm paydaşları bağlayıcı nitelikteki parselasyon haritası dikkate alınmak suretiyle çözümlenmesi gerektiği" gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece, bozmaya uyulmuş olmakla yapılan yargılama sırasında çekişme konusu taşınmazın imar uygulamasına tabi tutulduğu,tarafların 1650 ada 5 nolu imar parselinde paydaş kılındıkları,dava dışı paydaşların olduğu tüm paydaşları bağlayan harici taksim ve özel parselasyon planı bulunmadığı,fiili kullanma biçimi oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, paylı mülkiyet üzere olan ve özel parselasyon yapılan taşınmazda davacının kullanımına bırakılan yere elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir.Mahkemece,davanın reddine dair kurulan hükmün temyizi üzerine iddianın sübut bulduğu gerekçesiyle Dairece karar bozulmuş ve mahkemece bozma kararına uyulmak suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm tesis edilmiş ve yargılama giderinden davacı sorumlu tutulmuştur.Buna göre davacının öteki temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine.Ancak, davanın açıldığı tarihte bozma kararında da değinildiği üzere parselasyon yapılmak suretiyle davacıya isabet eden yere davalının elatma olgusunun varlığı belirlenmiştir. O halde,dava tarihi gözetildiğinde davalının dava açılmasına sebebiyet vermediği düşünülemez .Sonradan imar şuyulandırması sonucu idari işleme dayalı olarak taşınmazda yeni mülkiyet ve geometrik durumun meydana gelmiş olması sebebiyle davanın konusuz hale gelmesi davalıyı yargılama giderleri bakımından sorumluluktan kurtarmaz.O halde,yargılama giderlerinden davalının sorumlu tutulması ile birlikte davada vekille temsil edilen davacı yararına avukatlık ücreti tayin ve takdir edilerek davalının sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.davacının bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü H.U.M.K.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,7.5.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.