Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5744 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 4933 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ : TEKİRDAĞ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 01/12/2006NUMARASI : 2005/597-75Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden malik olduğu ..parsel sayılı taşınmazdaki . nolu bağımsız bölümü, sözlü ve yazılı hiç bir akte dayanmaksızın davalının işgal ettiğini, ihtara rağmen işgalini sürdürdüğünü ileri sürerek elatmanın önlemesi isteğinde bulunmuştur.Davalı çekişmeli taşınmazı davacının eşi H..S.ile telefonla görüşerek kiraladığını, anahtarı aynı apartmanda oturan P..dan teslim alarak, eve taşıdığını, kiracı olduğunu bildirip, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, taraflar arasında kira ilişkisi olduğu, davalının fuzuli şağil olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimiraporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dava, bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden toplanan delillerden çekişmeli 389 parsel sayılı taşınmazdaki . nolu bağımsız bölümün davacı adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.Davacı, çekişmeli taşınmazı davalının haksız işgal ettiğini ileri sürmüş davalı ise, dava dışı kişiden sözlü olarak kiralandığını savunmuştur.Mahkemece kiracılık savunmasına değer verilerek dava reddedilmiştir. Özel yasa hükümleri saklı kalmak koşuluyla, gerek taşınır gerekse taşınmaz mallara ilişkin kira sözleşmelerinin geçerli olması hiçbir biçim koşuluna bağlı değildir.Kira sözleşmeleri yazılı veya sözlü yapılabileceği gibi zımni (üstü kapalı) olarakta vucuda getirilebilir. Yeterki taraflar kira sözleşmesinin esaslı unsurlarında anlaşmış olsunlar.Nitekim bu kural l8.3.l942 tarih 37/6 sayılı inançları birleştirme kararında açıkça vurgulanmıştır. Ne varki kira ilişkisi bir hukuki fiil (vakıa) değil,bir hakkın doğumuna,değiştirilmesine veya ortadan kaldırılmasına neden olma niteliği itibariyle bir hukuki işlem (muamele)dir. Bu nedenle,HUMK.nun 288.maddesi uyarınca l.l.1998 tarihinden itibaren 40.000.000 lirayı aşan (23.6.1996 gün ve 4146 sayılı yasaya göre) sözleşmeler hakkında tanık dinlenilebilmesine olanak yoktur; kira sözleşmesinin varlığı, ancak yazılı delille ispat edilebilir.Hemen belirtilmelidirki, sözü edilen miktar, yıllık kira tutarına bakılarak belli edilir.Sözlü kira sözleşmesi kurulduğu yolundaki savunmanın,ilgilisine (davalıya yada davalılara) yemin teklif etme hakkı verebileceği; ayrıca HUMK.nun 292 ve 293.maddelerinde değinilen ayrıcalıklarında gözetilmesinin gerekeceği kuşkusuzdur. Somut olaya gelince; davacı veya vekili ile davalı arasında kira ilişkisi kurulduğuna dair bir delil ibraz edilmediği gibi tüm dosya kapsamı yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde kiracılık ilişkisinin hükme yeterli olacak biçimde kanıtlandığı söylenemez.Bu durumda, davalının kiracılık savunmasına değer verme olanağı yoktur.Hal böyle olunca, kayda üstünlük tanınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davacının temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.5.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.