MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : ECRİMİSİL Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir. Davacılar, miras bırakan ......'ın maliki olduğu 923 ada 3, 26, 946 ada 21, 957 ada 15 ve 82 ada 11 sayılı parseller ile miras bırakan ...'ın maliki olduğu 937 ada 3 ve 4 sayılı parselleri diğer mirasçılar olan davalıların, üzerinde konut bulunan taşınmazların kiralarını almak, çay bahçesi olan taşınmazların ürünlerini toplamak ve bir kısım taşınmazları ise bizzat ticari işletme olarak kullanmak suretiyle tek başlarına gelir elde ettiklerini, adı geçen taşınmazlarda ¼ oranında miras paylarının olduğunu, elde edilen gelirden faydalanamadıklarını ileri sürerek dava tarihinden geriye dönük 5 yıllık dönem için toplam 8.000,00 TL ecrimisilin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini istemişler, 01/10/2014 havale tarihli dilekçeleri ile ecrimisil miktarını 19.429,16 TL olarak ıslah etmişlerdir. Davalı ..., çekişmeli taşınmazlarda paydaş olduğunu, kız kardeşi olan .....'ın 07/03/2010 tarihinde ölümü ile davacıların da adı geçen taşınmazlarda paydaş hale geldiklerini, bu nedenle davacıların 07/03/2010 tarihinden öncesi için ecrimisil isteyemeyeceklerini, ayrıca çay bahçesi vasfında olan 923 ada 3, 26, 957 ada 15 ve 946 ada 21 sayılı parselleri kullanmadığını, çayları toplamadığını, yine 82 ada 11 sayılı parseldeki dükkanı da kullanmadığını, diğer paydaşların kullandığını, 937 ada 3 sayılı parseldeki dükkan ile üzerindeki 3. katı kendisinin, 1. katı ise diğer davalının kullandığını, 2. katın ise boş olduğunu, 937 ada 4 sayılı parselden elde edilen kira geliri ile 937 ada 3 sayılı parseldeki binanın zorunlu giderlerinin karşılandığını, ayrıca davacılar murisinin sağlığında intifadan men etmeyerek kullanımına rıza gösterdiği gibi davacıların da intifadan men koşulunu yerine getirmeden dava açtıklarını, diğer davalı ..., yeğenleri olan davacılar ile kardeşi olan muris ......'e sağlığında bir çok kez karşılıksız yardım yaptığını, dava konusu dükkan ve üzerindeki binayı tamir ettirdiğini, çay bahçelerinin gelirinin ise çok az olduğunu bildirip davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davacıların murisi ....'in ölüm tarihi olan 08/03/2010 tarihi ile dava tarihi arasındaki dönem için toplam 19.429,16 TL ecrimisilin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacıların murisi olan .....'ın, miras bırakanlar .....'ın çocuğu, davalılar .... ile ....'nın ise kardeşi olduğu, 923 ada 3, 26, 946 ada 21, 957 ada 15 ve 82 ada 11 sayılı parsellerin miras bırakan .... ..... adına, 937 ada 3 ve 4 sayılı parsellerin ise miras bırakan ... ile davalılar adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu, muris ....'nin 19/03/1990 tarihinde, muris Havva'nın ise 21/12/1998 tarihinde ölümü üzerine adı geçen taşınmazlarda davalılar ile davacıların murisi ..... ve dava dışı ...'nin paydaş hale geldikleri, muris ......'in 08/03/2010 tarihinde ölümü ile adı geçen taşınmazlarda davacıların ¼ oranında paydaş oldukları, 923 ada 26, 946 ada 21 ve 957 ada 15 sayılı parsellerin çay bahçesi , 82 ada 11 sayılı parselin altında dükkanı olan kargir bina, 937 ada 3 sayılı parselin üzerinde kargir dört katlı ev ve müştemilatı bulunan çay bahçesi, 937 ada 4 sayılı parselin çay bahçesi ve kargir atölye, 923 ada 3 sayılı parselin ise kargir iki katlı ev olarak tapuda kayıtlı olduğu, 12/05/2014 tarihli bilirkişi raporunda tapuda vasıflandırılan niteliği dışında 923 ada 26 sayılı parselin tarla vasfında olduğu tespitine yer verildiği, ayrıca 16/09/2013 tarihinde yapılan keşif sırasında davacılar vekilinin de kabulünde olduğu üzere 937 ada 3 sayılı parseldeki evin 2.katının boş olduğu anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki, dava konu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil istiyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir. Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır. Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz. Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı) 25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay'ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar. Somut olaya gelince; çekişme konusu 937 ada 3 sayılı parselin üzerinde dört katlı ev ve müştemilatı bulunan çay bahçesi vasfında bir taşınmaz olduğu, bu taşınmaz yönünden paydaşlar arasında fiili kullanma biçiminin oluşmadığı, ancak üzerindeki binanın 2. katındaki dairenin boş olduğu, bir başka ifade ile davacıların paylarına karşılık kullanabilecekleri bir bölümün mevcut olduğu, çekişme konusu 923 ada 26 sayılı parselin çay bahçesi olarak kayıtlı olduğu, ancak 12/05/2014 tarihli bilirkişi kurul raporunda tarla vasfında olduğunun tespit edildiği, ayrıca bizzat davalı ... tarafından kullanıldığı ve bu taşınmaz yönünden intifadan men koşulunun oluşmadığı açıktır. Öte yandan, dava konusu 11, 15, 21 ve 26 sayılı parsellerin davalı ...'nın kullanımında olduğu davacının keşif sırasındaki beyanı ile de sabittir. Hâl böyle olunca, 937 ada 3 ve 923 ada 26 sayılı parseller hakkındaki davanın reddedilmesi, 937 ada 4 sayılı parsel üzerindeki dükkanın davalı ... tarafından ve aynı parseldeki çay bahçesi bölümü ile 923 ada 3 sayılı parseldeki binanın her iki davalı tarafından birlikte kullanıldığı gözetilerek ecrimisil hesabının yapılması, 11, 15 ve 21 sayılı parseller bakımından davalı ...'nın ecrimisilden sorumlu tutulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru değildir. Davalıların temyiz itirazları açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.