MAHKEMESİ : SARUHANLI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 11/04/2013NUMARASI : 2011/67-2013/187Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve miras payı oranında tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, temlik işleminin muvazaa ile illetli olduğunun kesin hüküm ile sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu avlulu ev ve tarla vasfındaki 2106 parsel sayılı taşınmaz tarafların ortak mirasbırakanı A. Y.'e ait iken, 28.9.1995 tarihinde satış suretiyle davalılara temlik edildiği, mirasbırakanın 21.7.1996 tarihinde ölümü üzerine mirasçılarından Medine, Nurten, Fahriye ve Ayten'in Saruhanlı Asliye Hukuk Mahkemesinde (1996/325 E-2000/44 K) muris muvazaası nedenine dayanarak tapu iptal ve tescil davası açtıkları, 24.2.2000 tarihinde verilen karar ile davanın kabul edildiği, kararın 5.5.2000 tarihinde kesinleştiği, davacıların eldeki dava ile mirasbırakan Abdullah'tan, 27.8.1998 tarihinde ölen anneleri H. Y.'e intikal eden miras payından kendi paylarına düşen kısmı dava ettikleri anlaşılmaktadır.Dava konusu taşınmazın davalılara devrine ilişkin temlik işleminin muvazaalı olduğu kesin hüküm ile sabit olup, söz konusu yargılama devam ederken ölen anne Hanpul'un, eşi Abdullah'tan intikal eden miras payında davacıların hakları bulunduğu bir gerçektir. Bu durumda mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalıların bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Davalıların öteki temyiz itirazlarına gelince;Mahkemece yapılan pay hesabı maddi hatalar içermekte olup, infaza elverişli değildir. Ayrıca davadaki isteğin davacıların miras payına yönelik olduğu, mahkemece de bu yönde hüküm kurulduğu halde, çekişmeli taşınmazın keşfen belirlenen değerinden davacıların miras payına isabet eden kısmı üzerinden harca, keşfen belirlenen değer üzerinden noksan harç ikmal edilmediğinden davacılar yararına dava açılırken gösterilen değer (10.000,00-TL) üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken taşınmazın tamamının değeri üzerinden, fazla harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru değildir.Hal böyle olunca, mahkemece, gerektiği takdirde pay hesabı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılması ve doğru pay hesabı esas alınarak hüküm kurulması, dava konusu taşınmazın davacıların miras paylarına düşen kısmın değeri üzerinden harca ve davacılar lehine dava dilekçesinde gösterilen değer üzerinden avukatlık parasına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.Davalıların bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.