MAHKEMESİ : MALATYA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 04/10/2012NUMARASI : 2011/485-2012/466Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı N.. Y.. vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu 4024 ada 3 parsel, C Blok 5 bağımsız bölüm numaralı taşınmazda davacının kayden malik olduğu, davacının, dava dışı arsa maliki (ölü) Vahit Kovuk tarafından kendisine satış vaadi sözleşmesi ile satılan söz konusu bağımsız bölümün, dava dışı kooperatif tarafından muvazaalı yollarla (ihbar edilen) kooperatif üyesi V.. G..'e tahsis edildiğini, onun da davalıya satış yolu ile temlik ettiğini, Malatya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde (2006/350 E-2009/483 K) yapılan yargılama neticesinde muvazaa nedeniyle taşınmazın tapusunun iptali ile adına tesciline karar verildiğini, söz konusu karar kesinleşinceye kadar taşınmazın haksız olarak davalı tarafından kullanıldığını belirterek ecrimisil isteği ile eldeki davayı açtığı, gerçekten de davacı tarafından Malatya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde 21.8.2006 tarihinde açılan tapu iptal ve tescil davasının 12.11.2009 tarihinde kabul edildiği, 25.6.2010 tarihinde kesinleşen ilam uyarınca taşınmazın davacı adına tescil edildiği anlaşılmaktadır. Malatya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen 2006/350 E-2009/483 K sayılı davada, davacının M.. K.., davalıların N.. Y.., T. K., SS A. E. K. Y. K. ile V. K.(mirasçıları) olduğu, davalı N.. Y.. vekilinin 11.9.2007 tarihinde dosyaya ibraz ettiği davaya cevap dilekçesinde 5 numaralı bağımsız bölümü V.. G..'den satın aldıktan sonra yedinde bulundurduğunu, kiraya vererek kira paralarını tahsil ettiğini beyan ettiği, eldeki davada ise dinlenen tanıkların taşınmazın Vahit Kovuk tarafından kiraya verildiğini beyan ettikleri, bu haliyle çekişme konusu taşınmazı yargılama sonuçlanıncaya kadar davalı Niyazi ve ihbar olunan V.. G..'ün tasarruflarında bulundurdukları gözetilmek suretiyle davalı aleyhine ecrimisile hükmedilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Davalının ecrimisil hesabına ilişkin temyiz itirazına gelince; Bilindiği, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, malikin, kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK'nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)Hemen belirtelim ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere uygun şekilde HMK'nın 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir. Bu nedenle, özellikle tarım arazilerinin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler getirtilmeli, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için birim fiyatlar getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir. Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira paraları araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilerek emsal araştırılmalı, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.Somut olaya gelince; ecrimisil hesabına ilişkin raporun yukarıdaki ilke ve usule uygun olduğunu söyleme imkanı yoktur. Raporda 28.3.2005-28.3.2006 tarihleri arasındaki dönem için 2 kez belirleme yapıldığı, maddi hatalar bulunduğu ve objektif verilerden yararlanılmadığı görülmektedir.Hal böyle olunca; yeniden konusunda uzman bilirkişi heyeti oluşturulmak suretiyle dava konusu taşınmaz üzerinde keşif yapılması, yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde somut emsaller belirlenmesi, bu emsaller değerlendirilerek ecrimisil hesabını içeren bilirkişi raporu alınması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.