Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5693 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18987 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : ACIPAYAM ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 02/07/2013NUMARASI : 2013/77-2013/286 Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılardan H.. S.. vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .. raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü Dava, elatmanın önlenmesi isteğine ilişkin olup, davalı savunma yoluyla temliken tescil isteğinde bulunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne, savunma yoluyla ileri sürülen temliken tescil isteğinin reddine karar verilmiş, anılan karar Dairece ''.... dava 22.04.2011 tarihli dilekçe ile Sulh Hukuk Mahkemesinde salt elatmanın önlenmesi isteğiyle açılmış, görevsizlik kararı ile Asliye Hukuk Mahkemesi'ne intikal ettikten sonra davacı taraf 06.12.2011 tarihli dilekçe ile elatmanın önlenmesi ile birlikte yıkım isteğinde de bulunmuştur. Ne var ki; anılan dilekçe harçlandırılmamış, yöntemine uygun ıslah da yapılmamıştır. Hal böyle olunca yalnızca elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerekirken istek aşılmak suretiyle usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığı halde yıkıma da karar verilmiş olması doğru değildir.'' gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davacının harcını yatırmak suretiyle 09.04.2013 tarihli dilekçesi ile yıkım isteğinde bulunması nedeniyle, tahkikatın sonuna kadar ıslah talebinde bulunulabileceği gerekçesi ile elatmanın önlenmesine ve ıslah yoluyla talep edilen yıkım isteğinin kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki; 4.2.1948 tarih ve 10/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca;"... ıslah HUMK.'nun 84.maddesinin açık hükmü karşısında soruşturma ve yargılama bitinceye kadar yapılabilir, Yargıtay'ca karar bozulduktan sonra bu yoldan yararlanmaya olanak yoktur.'' 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 177/1. maddesi de aynı doğrultuda ıslahın, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabileceği hükmünü içermektedir. Bozmadan sonra ıslahın olanaklı olduğuna dair açık ya da örtülü bir hüküm de yasada yer almamaktadır. Islah ile yapılan yıkım isteği, koşulların varlığı halinde ayrı bir dava konusu yapılabilir. Hal böyle olunca, bozma kararından sonra ileri sürülen ıslah isteğinin reddedilmesi ve dava dilekçesindeki istekle bağlı kalınarak karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle yazılı biçimde yıkım kararı verilmiş olması isabetsizdir. Davalılardan H.. S.. vekilinin temyiz itirazları değinilen yön itibariyle yerindedir. Kabulüyle, açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.