Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 5692 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2807 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : İSTANBUL 20. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 27/12/2012NUMARASI : 2007/450-2012/557Yanlar arasında görülen gaiplik; tapu iptal ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı Hazine ile kayıt malikleri H.. Ö.. ve H.. K.. tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..'nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, Türk Medeni Kanununun 588. maddesinden kaynaklanan gaiplik ve tapu iptali-tescil isteklerine ilişkindir. Mahkemece, çekişme konusu 1108 ada 7 parsel sayılı taşınmazın bir kısım paydaşlarının gaipliğine ve bu paydaşların hisselerinin iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine ile gaipliklerine karar verilen paydaşlar H.. Ö.. ve H.. K.. tarafından temyiz edilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; dava konusu 1108 ada 7 parsel sayılı taşınmazın paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu, onlarca paydaşının bulunduğu, paydaşlardan Erdoğan Termeli'nin açtığı ortaklığın giderilmesi davası sırasında bir kısım paydaşların adreslerinin tespit edilemediği, bu nedenle Sarıyer Sulh Hukuk Mahkemesinin 1994/363 esas ve 1995/201 karar sayılı ve yine aynı mahkemenin 2000/1257 esas ve 2002/645 karar sayılı kararları ile adresleri tespit edilemeyen paydaşların ortaklığın giderilmesi davasında hak ve menfaatlerinin korunması için İstanbul Defterdarının kayyım olarak atandığı anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere, TMK'nın 588. maddesi; "Sağ olup olmadığı bilinmeyen bir kimsenin malvarlığı veya ona düşen miras payı on yıl resmen yönetilirse ya da malvarlığı böyle yönetilenin yüz yaşını dolduracağı süre geçerse, Hazinenin istemi üzerine o kimsenin gaipliğine karar verilir.” hükmüne yer vermiştir.Öte yandan, temsil kayyımı belirli ve ivedi işlerde bir kimsenin kişisel ve malvarlığı ile ilgili hususlarda temsili için atanırken; yönetim kayyımı uzun süreden beri haber alınamayan sağ olup olmadığı veya nerede olduğu bilinemeyen kimselerin malvarlıklarının yönetimi için atanır. Bu anlamda temsil kayyımlığında kişinin temsili esas alınırken, yönetim kayyımlığında malvarlığının yönetimi esas alınmaktadır. Nitekim,Türk Medeni Kanununun 588. maddesinde de, belirli malvarlığının yönetiminden bahsedildiğine göre, belirtilen kayyımın yönetim kayyımı olduğu anlaşılmaktadırSomut olayda ise, İstanbul Defterdarının ortaklığın giderilmesi davasında adresi bulunamayan paydaşları temsil etmek üzere kayyım olarak atandığı anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 477/1. maddesinde temsil kayyımlığının, kayyımın yapmakla görevlendirildiği işin bitmesiyle sona ereceği düzenlenmiştir. Bu durumda, dava konusu taşınmaza yönetim kayyımı atanmadığı gibi, yasada belirtilen on yıllık resmi yönetimden ve gaiplik koşullarının oluştuğundan bahsedilemez.Hal böyle olunca, İstanbul Defterdarının yönetim kayyımı olmadığı, bu nedenle davada taraf sıfatının bulunmadığı resen gözetilerek, davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir. Hak sahibi kayıt maliklerinin temyiz itirazı yerindedir. Davacı Hazine'nin temyiz itirazının reddi ile kayıt malikleri H. Ö. ve H. K.'ın temyizi bakımından hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 17.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.