Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5640 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 4181 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : DİYARBAKIR 1. SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 30/12/2014NUMARASI : 2014/1100-2014/2395Taraflar arasında görülen tespit davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .. ..'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, mirasbırakan ile tapu kayıt malikinin aynı kişi olduğunun tespiti isteğine ilişkindir.Davacı, mirasbırakanı ''B.. A..'ın'' paydaş olduğu 488 parsel sayılı (imarla 4485 ada 2 ve 4506 ada 1 nolu parsel olan) taşınmazın intikali konusunda tapu idaresine başvurduğunda; tapunun geldisinin bulunmadığını, aynı isimde birden fazla kişinin olabileceği gerekçesi ile işlem yapılmadığını ileri sürerek, kayıt maliki ''B.. A..'ın'' mirasbırakanı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının mirasbırakanı ile kayıt malikinin aynı kişiler olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Bilindiği üzere; taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme taleplerinin kaynağını oluşturur. Bu tür işlerde kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.Bu tür işler, 6100 sayılı HMK’nin 382/(2). fıkrasının ç-1) bendi gereğince çekişmesiz yargı usulüne göre sulh hukuk mahkemesinde ve taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan, aynı Kanunun 12. maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde görülür ve işin niteliği itibarıyla maktu harç alınır. Tapuda kayıt düzeltilmesi ve tespit taleplerini, tapu maliki ile mirasçıları isteyebilir.Bunun yanı sıra, 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununun 702. maddesinin son fıkrası gereğince ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan her hangi biri de tek başına tapuda murisin kimlik bilgilerinin düzeltmesini isteyebilir. Ayrıca bu işlerin, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılması da mümkündür. Böyle bir yetki verildiğinde yetkiye dayanarak talep eden kişinin takip yetkisi vardır../..HMK'nin geçici birinci maddesi gereğince “Bu Kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri, Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmayacağından” kanunun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra yapılan taleplerin tapu müdürlüğüne ilgili sıfatıyla yöneltilerek yapılması gerekir. Bu tür işlerde mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı ve kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir:1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen talep konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.2-Nüfus müdürlüğünden, talep konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarında bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak telep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.4-İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hâlâ kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında talebin kabulü yoluna gidilmelidir.Talebin niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir.Tapu müdürlüğü ilgili sıfatıyla yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden sorumlu tutulmamalıdır.Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme elverişli ve yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.O halde; davaya konu taşınmazın kayıt maliki ''Ömer oğlu B.. A..'ın'' edinimine dayanak kura zaptı ile varsa tüm dayanaklarının Diyarbakır 2. Noterliğinden temin edilip değerlendirilmesi, yine kura zaptına konu taşınmazların tüm tedavüllü tapu kayıtları ile dayanaklarının getirtilip incelenmesi, S.S. Emniyet Yapı Kooperatifi'nin tasfiye edilip edilmediği araştırılarak, tasfiye olmuş ise kooperatife ait kayıt ve üyelere ilişkin evrakların hangi kuruma teslim edildiği belirlenip kayıt maliki B.. A..'ın üyeliğine dayanak evrakların getirtilmesi, tasfiye olmadığı anlaşılır ise ilgili kooperatiften yine anılan kayıt malikinin üyeliğine dayanak tüm belgelerin istenip, değerlendirilmesi, öte yandan, davaya konu taşınmaz Diyarbakır'da yer aldığına ve davacının mirasbırakanı da Mardin İli, Mazıdağı İlçesi nüfusuna kayıtlı olduğuna göre; ilgili nüfus müdürlüğünden, Diyarbakır merkez, bağlı ilçe, belde ve köylerinde kayıtta yeraldığı şekilde ''Ömer oğlu B.. A..'' adındaki tüm kişilerin nüfus kayıtları getirtilerek değerlendirilmesi, tüm bu araştırmalar neticesinde yeterli kanaat oluşmaz ise; taşınmazı iyi bilen yaşlı ve tarafsız kişiler arasından seçilecek yerel bilirkişi, komşu taşınmaz malikleri ve davacının göstereceği tanıklarının da katılımı ile taşınmaz başında keşif yapılarak beyanlarına başvurulması, taşınmazı kimin hangi tarihten beri ne şekilde tasarruf ettiğinin araştırılması, dava konusu taşınmazın kayıt maliki ile davacının murisinin aynı kişi olup olmadığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde saptanması, ondan sonra varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.../...Kabul tarzı itibariyle de; çekişmeye konu 488 parsel sayılı taşınmaz, dava açılmadan önce imar uygulaması ile 4485 ada 2 parsel ve 4506 ada 1 parsel sayılı taşınmazlara gittiği halde, imar parselleri yerine infazda sıkıntıya yolaçacak şekilde 488 nolu parsel üzerinden hüküm kurulmuş olması da isabetsizdir.Davalı vekilinin temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 16.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.