Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5638 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 4961 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,TARİHİ: 24/11/2009NUMARASI: 2009/273-2009/376Taraflar arasında görülen davada;Davacı, satın alarak kayden maliki olduğu 3256 ada 5 ve 7 parsel sayılı taşınmazlarına davalı şirket tarafından kullanmak, prefabrik yapı kurmak ve market işletmek suretiyle müdahale edildiğini ileri sürüp, elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerinde bulunmuştur. Davalı, çekişmeli taşınmazları eski malikleri ile yapılan kira akitleri gereğince kiracı sıfatıyla kullandığını belirtip, davanın görev yönünden ve esasen reddini savunmuştur.Mahkemece, davalı şirketin işgalci olmayıp, kira sözleşmesine istinaden dava konusu yeri kullandığı, davaya bakma görevinin HUMK'nun 8/2 maddesi uyarınca sulh hukuk mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle, görevsizlik kararı verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Mahkemece, görevsizlik kararı verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 3256 ada 5 ve 7 parsel sayılı taşınmazların paylı mülkiyet üzere 3. kişilere ait iken, davacının 5 parsel sayılı taşınmazdaki 10/97 payı 30.4.2009 tarihinde ve kalan 87/97 hisseyi de 29.6.2009 tarihinde satın alarak tamamına malik olduğu, yine 7 sayılı parseldeki 38/129 payı 30.4.2009 tarihinde ve kalan 91/129 hisseyi de 15.5.2009 tarihinde satış sureti ile temellük ederek taşınmazın tamamının maliki bulunduğu; davacının satın alma tarihinden sonra 24.7.2009 tarihli ihtarname ile davalıya ihtar çekerek çekişmeli taşınmazları tahliye etmesini ve ecrimisil ödemesini istediği; buna karşı davalı şirketin eldeki davada, çekişmeli taşınmazları davacının bayilerinden kiralamak suretiyle kullandığını savunarak iki adet yazılı kira sözleşmesi sunduğu; davacının ise, anılan kira akitlerinin sahte olduğunu ve pay ve paydaş çoğunluğu taşımadığını belirterek geçersiz olduklarını ileri sürdüğü; mahkemece davalının kiracı olduğu kabul edilmek suretiyle görevsizlik kararı verildiği anlaşılmaktadır.Davacı, kira sözleşmelerinin sahteliğini ileri sürdüğüne göre, bu konuda gerekli araştırma yapılmaksızın ayrıca taşınmazlar öncesinde paylı mülkiyet hükümlerine tabi olduğundan kira akdinin Türk Medeni Kanununun 691.maddesi hükümlerine uygun düşüp düşmediği değişik söylemle davacıyı bağlar nitelikte bir kira akdinin varlığı ortaya konulmadan neticeye gidilmiş olmasının isabetli olduğu söylenemeyeceği gibi, kabul tarzı itibariyle de kiracılık sıfatına değer verildiğine göre davanın reddi yerine görevsizlik kararı verilmiş olması da doğru değildir. Hal böyle olunca, davalı tarafından sunulan kira sözleşmelerinin geçerliliği bakımından araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir. Davacının temiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.