Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5627 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 4567 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ : İZMİR 9. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,TARİHİ : 18/10/2007NUMARASI : 2006/319-2007/352Taraflar arasında görülen davada;Davacı, miras bırakanın 17 sayılı parseldeki 2 nolu bağımsız bölümü davalı kızına ölünceye kadar bakma aktiyle temlik ettiğini, yapılan işlemin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, aynı zamanda davalının bakım borcunu da yerine getirmediğini ileri sürerek miras payı oranında iptal tescil ya da tenkise karar verilmesini istemiştir.Davalı, bakım borcunu yerine getirdiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, temlikin muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı vekilince süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, davalı tarafından bakım borcunu yerine getirilmediği ve murisin temliki işlemi muvazaalı olarak gerçekleştirdiği iddialarına dayalı tapu iptali tescil olmadığı takdirde tenkis isteklerine ilişkindir.Mahkemece, temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Miras bırakan A.. I.. Ş... 'in 23.7.2006 tarihinde vefat ettiği, mirasçıları olarak davacı eşi ile davalı kızının kaldıkları murisin 17 nolu parseldeki 26/100 arsa paylı 1.kat 2 nolu bağımsız bölümünü 1.3.2004 tarihinde ölünceye kadar bakma akti ile davalıya temlik ettiği kayden sabittir.Her nekadar davalının bakım borcunu yerine getirmediği ileri sürülmüş ise de, bakıp gözetmek akdinin koşullarının yerine getirilmediğinden bahisle iptal isteme hakkı kural olarak bakım alacaklısına aittir.Bakım alacaklısının mirasçıları tarafından murisi bakılmadığı iddiası ile açılan davaların dinlenmesine yasal olanak yoktur.Bilindiği üzere Bireylerin yaşlanma ve yaşlılıkta yalnız kalma korkuları ölünceye kadar bakma sözleşmesinin doğumuna yol açmıştır.Ölünceye kadar bakma sözleşmeleri ivazlı sözleşme türlerinden olup nitelik itibarıyla güvence sağlayan akitlerdendir.Bu tür akitlerin hedefi maddi bir destek elde etmek değil bakım alacaklısının sosyal durumuna uygun bir bakım elde etmektedir.Borçlar Yasasının 511.maddesi bakım alacaklıları yönünden gerçek kişi olması dışında özel bir nitelik öngörülmemiştir.Bakım alacaklılarının akit sırasında özel bakıma muhtaç olmasını aramak yasada yer almayan bir unsuru ilave etmek olur.Bu ihtiyacın akitten sonra doğması yada alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş olması da aktin geçerliliğine etkili olmaz.Öte yandan her ne kadar evladın gücünün elverdiğince ebeveynine yardımcı olması özel bazı koşulların gerçekleşmesi durumda yasal bir görev olabileceği düşünülebilirse de, bu yardım ve bakım genelde yasal zorunluluk olmaksızın daha çok insancıl yönü ağır basan, belki de evrensel bir ahlak kuralıdır.Tüm bu açıklamalara karşın bu tür sözleşmeye dayalı temliklerin de muvazaa ile iletli olduğunun ileri sürülmesi mümkündür.Ayrıca, Türk Medeni Kanununun 565.maddelerinde murisin hangi sağlar arası tasarrufları hakkında tenkis istenebileği açıklanmamıştır. Bu maddenin 4.fıkrasındaki koşullar kesin biçimde kanıtlanmadıkça ivazlı akitlerden olan ölünceye kadar bakma akdi ile yapılan tasarrufların tenkisi de istenemez.Somut olaya yukarıdaki ilkeler uyarınca baktığımızda murisin temlik tarihinde kanser tedavisi gördüğü, davalının tek çocuğu olduğu, her ne kadar tanıklar murise davacının başka eşinden olma kızının baktığını ifade etmişlerse de bu işi ücret karşılığı yaptığı ve murisin akit tarihinden ölümüne kadar geçen sürede bakılmadığı iddiası ile bir dava açmadığı anlaşılmaktadır.Tüm bu nedenlerle ölünceye kadar bakma sözleşmesinin diğer mirasçılarından mal kaçırma amaçlı dolayısı ile muvazaalı olmadığı saklı pay kurallarını bertaraf etmenin de amaçlanmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Davalının temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.5.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.