MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .. .. 'nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Davacı, mirasbırakanları ... ve ...'nın kayden paydaş olduğu 339 ada 3 ve 5 parsel sayılı taşınmazların davalılar tarafından haksız olarak kullanıldığını, taşınmazdaki ağaçların kuruduğunu ileri sürerek, ecrimisil ile taşınmaza yeniden fidan dikilmesi sebebiyle 8.000,00-TL alacağın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalılar, dava konusu 1551 parsel sayılı taşınmazda mirasbırakanları ...'ün de paydaş olduğunu, yasal miras paylarına karşılık taşınmazı kullandıklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, iddiaların kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Çekişme konusu 339 ada 3 parsel sayılı taşınmazda davacının mirasbırakanı ... ve ...'nin dava dışı kişiler ile birlikte paydaş oldukları, davalılarının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir haklarının bulunmadığı, davaya konu 5 parsel sayılı taşınmazın ise tarafların mirasbırakanları ..., ... ve ... adlarına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu sabittir.Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre; davaya konu 339 ada 3 parsel sayılı taşınmazın davalılar tarafından kullanılmadığı saptanarak anılan parsel yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine,Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince;Hemen belirtilmelidir ki, dava konu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz. Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)Somut olaya gelince; dava konusu 5 parsel sayılı taşınmazda tüm paydaşları bağlayan fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı, oluşmuşsa çekişmeli bölümün kim veya kimlerin paylarına isabet ettiği ve kimler tarafından kullanıldığı, oluşmamışsa davacının kullanabileceği yer bulunup bulunmadığı ortaya konulmuş değildir. Hal böyle olunca, yukarıda değinilen ilkeleri kapsar biçimde araştırma ve inceleme yapılması, tarafların bildirdikleri tüm delillerin toplanması, yerinde uzman bilirkişiler aracılığıyla keşif yapılarak tüm paydaşları bağlayan fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığının, oluşmuş ise kimin nereyi kullandığının belirlenip krokiye yansıtılması, fiili kullanma biçimi oluşmamışsa davacının payına karşılık taşınmazda kullandığı veya kullanabileceği yer bulunup bulunmadığının ya da taşınmazın tümünün davalılar tarafından kullanılıp kullanılmadığının, kuşkuya yer bırakmayacak şekilde saptanması, davacı tarafından ortaklığın giderilmesi isteği ile 30.01.2007 tarihinde açılan ... SHM 2007/32E. 2012/17K., sayılı dava dosyası ile de intifada men koşulunun da gerçekleştiği ve taşınmazın üzerindeki muhtesatın mülkiyetinin tespitine yönelik ... AHM 2008/12 E. Sayılı dava dosyası da gözetilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davacının temyiz itirazları belirtilen nedenler ile yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.