MAHKEMESİ: TUZLA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 22/12/2009NUMARASI: 2009/251-2009/154Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden maliki olduğu 1539 parsel sayılı taşınmazın 350 m² lik bölümüne davalı şirketin sabit yapı ve tesis yapmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinde bulunmuştur.Davalı, 1538 parsel sayılı taşınmazda benzin istasyonu işlettiğini, taşınmazın maliki olmadığını bildirip, davanın reddini savunmuştur.Davacıya ait çaplı taşınmazın 232 m² lik bölümüne istinat duvarı yapmak suretiyle müdahale edildiğinin belirlendiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen, karar, Dairece;" ... Davada yıkımda istenildiğine göre, davacıya, tesisin bulunduğu 1538 parsel maliklerinin ve intifa hakkı sahibinin davada yer almasının sağlanması için önel verilmesi, böylece taraf teşkilinin tamamlanması ondan sonra işin esasına girilerek karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyulmuş olmakla yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı ve dahili davalılar vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .....ün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; kayden davacıya ait 1539 parsel sayılı taşınmazın 232 m² lik bölümüne, komşu 1538 parsel sayılı taşınmazda bulunan benzin istasyonuna ait istinat duvarı, tank ve bayrak direklerinin taşkın olduğu keşfen saptanmak ve bu durumun, 1538 sayılı parselde benzin istasyonu işleten davalı şirket tarafından meydana getirildiği belirlenmek suretiyle davalı şirket hakkında elatmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalı şirketin, temyiz itirazı yerinde değildir, reddine.Öte yandan, davada yıkım isteği de bulunduğuna göre, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda 1538 parsel sayılı taşınmazın kayıt malikleri ile intifa hakkı sahibinin davaya dahil edilmesinde yöntem açısından yasaya aykırı bir yön yoktur.Ancak, dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; intifa hakkı sahibi Petrol Ofisi A.Ş. ile davalı şirket arasında düzenlenen 9.9.2002 tarihli akaryakıt bayilik sözleşmesi ve 1.10.2002 tarihli protokol hükümleri uyarınca 1538 parselle sınırlı olmak üzere aralarında kira ilişkisi kurulduğu, kira ilişkisinin sadece 1538 sayılı parseli kapsadığı, ne varki, davalı şirketin 1538 sayılı parsel dışına çıkarak hiçbir hakka dayanmaksızın davacının taşınmazının (A) ve (B) harfleri ile gösterilen 232 m² lik bölümünü de kapsayacak biçimde istinat duvarı inşa ettiği ve bu alanı tasarrufunda bulundurduğu, dahili davalıların, gerek duvar ve gerekse inşaası ile bir ilgilerinin bulunmadığının kesin biçimde saptandığı sabittir.O halde, dahili davalıların, davadan sorumlu tutulmalarına yasal olanak yoktur.Hal böyle olunca, dahili davalılar yönünden, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Dahili davalıların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedene hasren HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.5.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.