Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5608 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 10756 - Esas Yıl 2012





Yanlar arasında görülen tapu iptali-tescil ve tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davalı Yasemin hakkında açılan davanın reddine, davalı M.hakkında açılan davanın ise kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 16.4.2013 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılardan M.K.ve vekili Avukat .G. geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilenler vekili Avukat gelmedi yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi S.Ö. tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmazsa tenkis isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davalı Yasemin hakkında açılan davanın husumet yönünden reddine, davalı Metin hakkında açılan tapu iptal ve tescil davasının kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 2157 parsel sayılı taşınmazın A. Ş.tarafından 24.08.1998 tarihli akitle davalı M.e satış yoluyla temlik edildiği anlaşılmaktadır. Davacılar, anılan taşınmazın bedelinin miras bırakanları A.K.tarafından ödenmek suretiyle davalı M. adına alındığını ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır.Davada ileri sürülen iddianın içeriğine ve davalının savunmasına göre; yanlar arasındaki uyuşmazlık, murisin gerçekte bedelini bizzat ödeyip, üçüncü kişiden satın aldığı taşınmazı mirastan mal kaçırmak amacıyla tapu siciline yarar sağlamak istediği kişi (davalı) adına kaydettirmesi halinde 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararının uygulama yeri bulup bulamayacağı noktasında toplanmaktadır. Gerçekten, 1.4.1974 tarihli ½ sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, konusu ve sonuç bölümü itibariyle, murisin kendi üzerindeki tapulu taşınmazlar yönünden yaptığı temliki işlemler için bağlayıcıdır. Somut olayda olduğu gibi bedeli ödenerek "gizli bağış" şeklinde gerçekleştirilen işlemler hakkında anılan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının doğrudan bağlayıcı olma niteliği yoktur. Bunun yanı sıra, karara, yorum yoluyla gizli bağış iddialarına yönelik olarak uygulama olanağı sağlanamayacağı; Hukuk Genel Kurulunun 30.12.1992 tarih 586/782; 21.9.1994 tarih 248/538; 21.12.1994 tarih 667/856; 11.10.1995 tarih 1995/1-608 sayılı kararlarında belirtilmiş; Dairenin yargısal uygulaması bu doğrultuda kararlılık kazanmıştır. Somut olaya gelince; davalı M taşınmazı üçüncü kişiden edindiğine göre 1.4.1974 gün 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanamayacağı açıktır.Öte yandan, davalı Yasemin hakkındaki dava husumetten reddedildiğine göre lehine maktu avukatlık parasına hükmedilmesi doğrudur.Hal böyle olunca, iptal tescil isteğinin reddedilmesi tenkis bakımından değerlendirme yapılması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir. Davalılar vekilinin Y. bakımından temyiz itirazının reddi ile davalı M. bakımından yerinde görülen temyiz itirazının kabulü ile (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.12.2012 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 990.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenlerden alınmasına, 16.4.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.