MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ VE ECRİMİSİLTaraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Davacı, 05.11.2010 tarihinde satın alma yoluyla edindiği, 128 ada 2 parsel sayılı üç katlı kargir ev nitelikli taşınmazın 2. katındaki daireyi izni veya aralarında kira sözleşmesi olmaksızın ve bir kira bedeli ödemeksizin davalının mesken olarak kullandığını, ihtarnameye rağmen kullanmayı sürdürdüğünü ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemiştir.Davalı, dava konusu taşınmazın önceki malikinin babası ... olup babası ile onun taşınmazı iade edilmek üzere temlik ettiği Hilal Büyükarslan arasındaki kira sözleşmesi nedeniyle taşınmazda oturduğunu, kendisine husumet yöneltilemeyeceğini, kaldı ki taşınmazın malikinin değiştiğini açıklayan herhangi bir ihtar yapılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının babasının dava konusu taşınmazda kiracı olduğu, davalının da kira sözleşmesinin 2.maddesine göre taşınmazda ikamet ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 128 ada 2 parsel sayılı bahçeli üç katlı kargir ev vasıflı taşınmaz davalı ...'in babası ..... adına kayıtlı iken 13.10.1998 tarihinde .....'a satış suretiyle temlik edildiği, ...in 27.07.1999 tarihinde ....isimli şahsa aktardığı, bu kişinin de 13.07.2009 tarihinde davacının bayii.... Şt.'ne sattığı, şirketin ise 05.11.2010 tarihinde taşınmazı davacıya devrettiği, çap kaydı üzerinde herhangi bir şerh ve takyidat bulunmadığı görülmektedir. Bilindiği üzere; özel yasa hükümleri saklı kalmak koşuluyla, gerek taşınır gerekse taşınmaz mallara ilişkin kira sözleşmelerinin geçerli olması hiçbir biçim koşuluna bağlı değildir. Kira sözleşmeleri yazılı veya sözlü yapılabileceği gibi zımni (üstü kapalı) olarakta vücuda getirilebilir. Yeterki taraflar kira sözleşmesinin esaslı unsurlarında anlaşmış olsunlar. Nitekim bu kural l8.3.l942 tarih 37/6 sayılı inançları birleştirme kararında açıkça vurgulanmıştır. Ne var ki kira ilişkisi bir hukuki fiil (vakıa) değil,bir hakkın doğumuna,değiştirilmesine veya ortadan kaldırılmasına neden olma niteliği itibariyle bir hukuki işlem (muamele)dir. Bu nedenle, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 200.maddesinde düzenlendiği üzere miktar veya değeri 2.500,00 TL'yı geçen sözleşmelere bakımından iddia ve savunmanın senetle kanıtlanması zorunludur. Somut olaya gelince; her ne kadar davalı ... babası.... ile önceki maliklerden birisi olan ....arasındaki, adi yazılı, 01.11.1998 başlangıç tarihli, 30 yıllık kira sözleşmesine dayanarak taşınmazda oturduğunu savunmuş ise de, davacı tarafından davalının babası Mehmet Şimşek aleyhine açılan 2013/326 Esas sayılı dosyadaki...'in beyanlarından anılan kira sözleşmesinin muvazaalı yapıldığı anlaşılmaktadır. O hâlde, mülkiyet hakkına üstünlük tanınmak suretiyle elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Davacının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile yerel mahkeme kararının açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.