Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5592 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 2728 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ : TRABZON 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 06/12/2007NUMARASI : 2003/462-2007/301Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;Davacılar, miras bırakanın mal kaçırmak amacıyla 4 parsel sayılı taşınmazı davalı torunlarına satış yoluyla temlik ettiğini, davalı M.’nın daha sonra payını davalı H.’a satış yoluyla devrettiğini, satışların gerçek olmadığını ileri sürüp muvazaa nedeniyle tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.Davalılar H. ve M., dava konusu taşınmaz paylarını bedeli karşılığında satın aldıklarını, halen davalı M.’nın kayıt maliki olmadığını belirtip, davanın reddini savunmuşlardır. Diğer davalılar, yargılamaya katılmadıkları gibi davaya cevap da vermemişlerdir. Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın davalılar A. ve M.’ya temlikinin muvazaalı bulunduğu, davalı H.ın inşaat yapmak için taşınmazı satın aldığı, davalı H.ile M.’nın danışık ve yakınlığının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalılar tarafından süresinde duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma isteği dava değeri yönünden reddedildi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava ve birleşen dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; miras bırakanın çekişme konusu 4 parsel sayılı taşınmazdaki 3/8 payını 10.12.1968 tarihli akitle oğlu davalı M.'ya, 1/8 payını oğlu davalı A.'ye satış yoluyla temlik ettiği, daha sonra M.nın da aynı parselin 3/8 payını 07.10.2003 tarihli akitle davalı H.'a satış yoluyla temlik ettiği anlaşılmaktadır.Davacılar, anılan bu temliklerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, eldeki davaları açmışlardır.Davalılardan A.nin, dava tarihinden önce ölü olduğu kayden sabittir. Bilindiği gibi, 04.05.1978 tarih 4/5 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, ölü kişi aleyhine dava açılamayacağından davacılar; A.mirasçılarından R., Ü. E. ve M.'e husumet tevcih edilerek birleşen davayı açmışlardır.Oysa A.nin, kendilerine husumet yöneltilenler dışında "M." adında bir mirasçısı daha bulunduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. A.nin, terekesi Türk Medeni Kanununun 640. maddesi uyarınca, ölüm tarihine göre elbirliği mülkiyetine tabidir. B. göre, A.'nin, mirasçıları arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunduğu tartışmasızdır.O halde, A.mirasçılarından M.e'ye davada yer vermeksizin işin esası bakımından yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Hal böyle olunca; adı geçen mirasçı M.e'nin de davada yer almasının sağlanması, davanın görülebilirlik koşullarının yerine getirilmesi ve böylece taraf teşkilinin oluşturulması, ondan sonra bir hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçelerle yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir. Davalıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.05.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.